Examples of using "Saputo" in a sentence and their turkish translations:
Onu her zaman biliyorum.
Onu senden duydum.
Her zaman biliyorduk ki
Ben başından beri onu biliyordum.
Geri döneceğini her zaman biliyordum.
Nasıl bildin?
- Onun hakkında bilseydim, sana söylerdim.
- Onu bilseydim, sana söylerdim.
- Bilseydim, sana söylerdim.
Adımı nasıl bildi?
Evlat edinildiğimi her zaman biliyordum.
Güvenilir kaynaklardan onun hakkında bilgi edindim.
Keşke daha önce bilseydim.
Birisi bizim hakkımızda öğrendi mi?
Keşke Fransızca konuşabilseydim.
Tom'un ilgilendiğini nasıl bildin?
Tom gerçeği biliyormuş gibi görünüyor.
Onun adını bilmiyordum.
Onun orada olduğunu hiç bilmiyordum.
Tom'un bir baş belası olduğunu her zaman biliyordum.
Her zaman ayrıcalıklı olduğumu biliyordum.
Kazandığını duydum. Tebrikler!
Senin evleneceğini duydum.
Günaha karşı koyamadım.
Haber bana Hashimoto tarafından anlatıldı.
Onlar hakkında hiç bilmiyordum.
Onun hakkında hiç bilmiyordum.
Onun hakkında hiç bilmiyordum.
Onun karısı asla öğrenmedi.
Tom'un evinde olduğumuzu nereden bildin?
Tom'un cevapları bilmediğini düşündüm.
Burada olacağını bilseydim, gelmezdim.
Bilseydim, onu sana söylerdim.
Bu haberi gazete okurken öğrendi.
Tom burada olduğumu nasıl bildi?
Ne olduğunu gerçekten bilmiyordum.
Gerçeği bilseydi, bana söylerdi.
İşi almak için kendimi ikna edemedim.
Tom'un cevabı bilmeyeceğini düşündüm.
Tom benim adımı bilmiyordu.
Tom ne zaman geri döndüğünü kesin olarak söyleyemedi.
Neden Tom hakkında bu kadar çok biliyorsun?
Onun adresini bilseydim, onu ziyaret edebilirdim.
Adresini bilseydim, ona mektup yazardım.
Onun adresini bilseydim ona yazardım.
Gerçeği bilseydim, ben sana söylerdim.
Tom nasıl bilir?
Kızgın olup olmadığını söyleyemedim.
Haberi duyduğumda çok rahatladım.
Tom onu asla bilmiyordu.
Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
Telefon numaranı bilseydim, seni arardım.
- Onun hakkında bilseydim, sana söylerdim.
- Onu bilseydim, sana söylerdim.
- Bilseydim, sana söylerdim.
İşin buraya geleceğini bilseydim, izin vermezdim.
Hasta olduğunu bilseydim, seni hastanede ziyaret edebilirdim.
Hastalığını bilseydim seni hastanede ziyaret ederdim.
Tom Mary'nin zengin olduğunu bilmiyordu.
Ben bunu ondan öğrendim.
Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum.