Examples of using "Nei" in a sentence and their turkish translations:
Başın derde girecek.
Başın belaya girecek.
Rüyanda görürsün!
O yakın yaşıyor.
Başın belada mı?
O yalnızca filmlerde olur.
Başın belada değil mi?
Başımız dertte.
Onların başı belada.
Başım belada.
- Ben mucizelere inanıyorum.
- Ben mucizelere inanırım.
Başıma bela gelecek.
- Hayaletlere inanırım.
- Hayaletlere inanıyorum.
Başım belaya girdi.
Şimdi başım belada.
Şimdi başım dertte.
Şimdi başımız dertte.
Şimdi başın belada, değil mi?
O yakında yaşıyor.
Ben detaylara girdim.
Şimdi başımız belada.
Neden başım belada?
Onlar işlerinde iyiydiler.
Gerçekten başın belada, değil mi?
Göllerde balık tutmaya gider misin?
Benim işlerime karışmayın.
Kamusal alanda sigara içme.
Neden başın hep derde giriyor?
Onun sorunu var gibi görünüyor.
Başım belada değil.
Ben zaten beladayım.
O açıkça sıkıntıdaydı.
Burada başım belada.
Mucizelere inanmıyorum.
Ayrıntılara girmiyorum.
Fadıl yakında bekledi.
Londra'nın banliyölerinde yaşar.
Hafta sonları çalışıyordum.
Başım belada!
hem depolarda bulunabilirler.
Başın dertte.
- Onun sorunları var.
- Başı belada.
Buralarda olacağım.
O, tasarruflarına bir sürü para yatırdı.
Çekil! Yolumu kapatıyorsun.
Şimdi Tom'un başı dertte.
Birçok evsiz insan parklarda yaşıyor.
Bardaklara brandy doldurdu.
Neden onların başının dertte olduğunu biliyorum.
Tom'un başının belada olduğunu düşünüyor musun?
Yasa ile başın dertte mi?
Gözlerinde korku görüyorum.
Senin yerinde olmaktan nefret ederdim.
Onun gözlerinin içinde gözyaşları gördüm.
O bize karşı kibirliydi.
Onun giysilerinde delikler var.
Belaya bulaşmak istemiyorum.
Belaya bulaşmak istemedim.
O, başına bela gelmesini istemedi.
O, başına bela gelmesini istemedi.
Başımın belada olduğunu düşünüyorum.
Tom ayrıntıya girmedi.
Onu rüyalarımda bile görüyorum.
Tom ormanda yolunu kaybetti.
Çarşıda pazarlık etmek yaygındır.
Ayrıntılara giremem.
Onun gözlerinde gözyaşı gördüm.
Şimdi başımın belada olduğunu biliyorum.
Şu anda başım belada.
Önümüzdeki beş yıl boyunca
Birlikten sıcaklık doğar.
en iyi kurumlardan biri de olsa,
Tom'un başı dertte.
Tom'un başı dertte mi?
Tom'un başı dertteydi.
Tom mucizelere inanıyor mu?
Herkesin başı dertte.
Tom yakında mı?
Tom yakında bekledi.
Jim'in başı dertte.
Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.
Yapraklarda, çiçeklerde, pek çok bitkinin çekirdeğinde,
Birçok tablolar sanat müzelerine asıldı.
Tom başının dertte olduğunu biliyor.
Sami kendisinin başının belada olduğunu biliyordu.
Başını derde sokmasını istemiyorum.
Onun başını belaya sokmasını istemiyorum.
Kaiforniyadaki restoranlarda sigara içmek yasaklanmıştır.
Başın dertte olacak ve bu benim hatam.
Yerimde olsan ne düşünürsün?
O, bana karşı çok samimidir.
O son birkaç gündür hasta.
O ormanda yapayalnız yaşıyor.
Sanırım Tom'un başı belada.
Tom'un başının dertte olduğunu düşündüm.
Tom bardaklara kanyak döktü.
Çoğunlukla başım belada.