Examples of using "Suoi" in a sentence and their turkish translations:
O oğullarını terk etti.
O, çocuklarını cezalandırdı.
O anne ve babasına yalan söylüyordu.
O anne ve babasına yalan söyledi.
O, çocuklarını dövdü.
O, ebeveynlerini buldu.
O, elbiselerini mahvetti.
- O, yeteneklerini gösterdi.
- Yeteneklerini sergiledi.
O anne ve babasını kandırdı.
Düşmanlarını ezdi.
O düşmanlarını ezdi.
O, oyuncaklarını aldı.
O, oyuncaklarını topladı.
Çocuklarını cezalandırdı.
O, hatalarını kabul etti.
Biz onun emrindeyiz.
Biz onun oğullarıyız.
Onun ailesinden nefret ediyorum.
Onun gözlerini seviyorum.
Pantolonunu ütülüyordu.
O, giysisini mahvedecek.
O onun saçına dokundu.
Onun giysisi berbat olacak.
Mesajlarına baktı.
O, çocuklarıyla gurur duyar.
Arkadaşlarına İngilizce öğretir.
O, ailesi ile birlikte yaşıyor.
Tom gözlüğünü unuttu.
Tom misafirlerini karşıladı.
Sonunda amacına ulaştı.
Onun yorumları beni yaraladı.
Onun gözleri mavidir.
Onun ilerlemesinden memnunum.
Onun günahı bağışlandı.
O prensiplerine sadık kaldı.
O giysilerini yerine koydu.
Tom hatalarını isteyerek kabul eder.
O, beni ebeveynlerine tanıttı.
Onun tavsiyesine kulak vermelisin.
O, roman ve öyküleriyle ünlü bir yazardır.
Onun erkek kardeşlerinin ikisi de öğretmen.
Tom'a parasını geri ver.
O, hedeflerine ulaştı.
Kyoto, türbe ve tapınaklarıyla ünlüdür.
Tracy gözlüğünü kaybetti.
O, ev ödevini yaptı.
Onun gözlerinin içinde gözyaşları gördüm.
Ailesinden ayrıdır.
O, arkadaşlarını kıskanıyordu.
Tom elbiselerini ütüledi.
O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır.
Onun ebeveynlerinin her ikisi de öldüler.
O, ev ödevini yaptı.
O, pantolonunu ütüledi mi?
Polis memuru adamlarını teşvik etti.
Tom kitaplarını aldı.
O, ebeveynleriyle birlikte.
Tom planlarını değiştirdi.
Çalışmalarına odaklanması gerekiyordu.
"Onun bisepsleri kocaman." "Onun trisepsine ne dersin?"
O ebeveynlerini dinlemez.
- Öğretmenlerini dinlemez.
- Öğretmenlerini dinlemiyor.
O, ebeveynlerini dinlemez.
Tom notlarını kontrol etti.
Tom ebeveynlerine yalan söyledi.
Tom düşmanlarını ezdi.
Tom çocuklarını cezalandırdı.
Öğrenimden vazgeçti.
Onun kitaplarından çok şey öğrendim.
Onun emirlerini yerine getirmeliyiz.
Onun romanları iyi sattı.
Tom annesini suçladı.
Tom günahlarını itiraf etti.
Onun gözlerinde gözyaşı gördüm.
O, ödevi ile meşguldü.
Onunla parası için evlendi.
O, şimdi ev ödevini yapıyor.
Ebeveynleri bile.
- O çocuklarını terk etti.
- O, çocuklarını terk etti.
Ebeveynlerinden nefret eder.
Bu atlar onun.
O onun işi değil.
Tom anne ve babasının arabasını kullanıyor.
Ona arkadaşları tarafından Ted denilirdi.
Tom çocuklarıyla gurur duymaktadır.
Oğulları bahçede.
Anne ve babası bir otel çalıştırıyor.
Tabloları bana garip gibi geliyor..
Öğretmen, öğrencilerle iyi başa çıkıyor.
Tom ailesiyle birlikte yaşıyor.
Tom beni ailesine tanıttı.
O yorumlarıyla bizi kızdırır.
Duygularını gizlemeye çalıştı.