Examples of using "L'altro" in a sentence and their turkish translations:
Geçen gün için özür dilerim.
Ya birini ya da diğerini seç.
Diğer kardeşin nerede?
Geçen gün ona rastladım.
Biz geçen gün karşılaştık.
Önceki gün oraya gittim.
Bir olay diğerini izledi.
Geçen gün oradaydım.
Geçen gün Tom'la karşılaştım.
Öbürünü istiyorum.
Geçen gün onları gördüm.
- Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
- Birkaç gün önce Jane ile karşılaştım.
Geçenlerde erkek kardeşini gördüm.
Önceki gün Amerika'ya hareket etti.
Önceki gün Narita'ya vardım.
Önceki gün Londra'ya hareket etti.
- Evvelki gün Amerika'ya yola çıktı.
- Önceki gün Amerika'ya hareket etti.
Bir başarısızlığı bir başkası izledi.
Geçen gün için teşekkür ederim.
Geçen gün onu gördüm.
Geçen gün onu gördüm.
Geçen gün arkadaşını gördüm.
Öbürü çalışmıyor.
O, geçenlerde rastladığın adamdır.
Önceki gün mektubunu aldım.
- Hayvanlar birbiri ardına öldü.
- Hayvanlar birbiri ardına öldüler.
Geçenlerde beni görmek için geldi.
O, geçenlerde bir sinemaya gitti.
Geçen gün Tom'la konuştum.
Birçok ülkede besleyici gıda yetiştirmeye çok az imkân veren veya hiç imkân vermeyen
Onu tam birkaç gün önce gördüm.
Kaza, önceki gün oldu.
Onlar birbirleriyle çarpıştılar.
Geçen gün Tom'u gördüm.
Ben geçen gün Mary'yi gördüm.
Evvelsi gün rüzgar esiyordu.
Geçen gün seni düşündüm.
Sırası gelmişken, nerelisiniz?
Bir göz uyur, diğeri görür.
Onlar birbiri ardına öldüler.
Birbirimize saygı duymalıyız.
Bu arada, ben de gitmek istiyorum.
Birbirinize sahipsiniz.
Önceki gün işimi bıraktım.
Geçen gün Kyoto'da Meg'le buluştum.
Tom geçenlerde beni görmeye geldi.
Birkaç önce onun mektubunu aldım.
Tom ve Mary birbirlerine âşık oldu.
Tom'un doğum günü önceki gündü.
Bu ağı yaratmaktaki ikinci motivasyonum endişeydi.
ve insanlıktan çıkaran alışkanlıklarımıza son verebiliriz.
Diğer konu, etkinliğin zamanlaması,
Geçen gün kızı gördüm.
Geçen gün için özür dilemek istiyorum.
Diğeri nereye gitti?
Geçen gün bir sözlük aldım.
Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.
Biri İngilizce konuşur ve diğeri Japonca konuşur.
Kaza, önceki gün gerçekleşti.
Onlar birbirlerinin kollarında ağladı.
Tom Jockson senin diğer gün tanıştığın adamdır.
- Yedek parçaları birer birer inceledi.
- Yedek parçaları peş peşe inceledi.
Biri kırmızı ve diğeri beyaz.
Üç komşu birbirlerine yardımcı oldular.
Biri Japon diğeri İtalyan.
O, geçen gün onu görmeye gitti.
Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
- O, geçen gün yeni bir ev satın aldı.
- Geçen gün yeni bir ev aldı.
Geçen gün neden hastaydın?
O çift birbirleri için yaratılmış.
Tom ve Mary birbirlerine güvenirler.
Geçenlerde bir kamera aldım.
Sırası gelmişken, nerelisiniz?
Onlar art arda gittiler.
Birbirimize yardımcı olduk.
- Biz birbirimizi seviyoruz.
- Birbirimizi seviyoruz.
Bir gün New York'a gitmek istiyorum.
Sizler karşı tarafa geçerken
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
Tom ve ben birbirimizden hoşlanmadık.
Tom ve Mary birbirine kızgındılar.
Sen ve Tom birbiriniz için yaratılmışınız.
Geçenlerde kaybettiğim saat yeniydi.
Tom ve Mary birbirlerine deli oluyor.
Geçen gün kameramı kaybettim.
Geçen gün kaybettiğini söylediğin şemsiyeyi buldun mu?
Bizim iki köpeğimiz var. Biri siyah ve diğeri beyaz.
Bu arada bunu onlar başlattı."
- Otobüsler peş peşe ayrıldılar.
- Otobüsler art arda ayrıldı.
Tom ve ben afal afal birbirimize baktık.
Bir gün, anlayacağız.
İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz, değil mi?
Bir güvercin arasındaki fark nedir?
Tom ve Mary birbirlerini görmeyi beklemiyordu.
Sanırım bu gençler birbirini seviyor.
İki yabancı ile tanıştım, biri Kanadalı idi ve diğeri İngiltereli.
Biz birbirimiz için yaratılmışız.