Examples of using "Scusi" in a sentence and their turkish translations:
Onun özür dilemesini istiyorum.
Onun özür dilemesini bekliyorum.
Affedersin!
Affedersin!
Affedersiniz, Doktor.
Tom özür dilememi istiyor.
Tom'un özür dilemesini istiyorum.
- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?
Affedersiniz, fırın nerede?
- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.
Affedersiniz?
- Özür dilemeni istiyorum.
- Özür dilemenizi istiyorum.
Anlamadım, Lütfen tekrarlar mısınız?
- Affedersiniz, sakıncası yoksa bunu yineleyebilir misiniz?
- Affedersiniz, onu tekrarlar mısınız?
Affedersiniz, yumurtalar nerede?
Affedersiniz, ben kayboldum.
Affedersiniz, yağınızı kontrol edin.
Affedersiniz, bir sorum var.
Affedersiniz, saat kaç?
Affedersiniz. Burası eczane mi?
Kesintiyi bağışlayın.
Affedersiniz, plaj nerede?
Oh, üzgünüm.
- Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?
- Bağışlayın, nerede bir şarküteri bulabilirim?
- Bağışlayın, nerede şarküteri bulabilirim?
Affedersiniz, kafe nerede?
Affedersiniz, Central Park'a nasıl gidebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
Affedersiniz, fakat erkek ayakkabıları bölümü nerede?
- Özür dilerim.
- Üzgünüm.
Affedersiniz, burada mı çalışıyorsunuz?
Affedersiniz, bu kadın kim?
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
Dün hakkında üzgünüm.
Affedersin, garson. Çorbamda bir saç var.
Üzgünüm, benim hatam.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Bana bir saniye izin verin.
Bana bir saniye izin verin.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Tom'a özür dile.
Sadece özür dile.
Onlara özür dile.
Ona özür dile.
Ona özür dile.
Üzgünüm, seni korkutmak istemedim.
Affedersiniz, yukarıdaki makaledeki üç hatayı göstermeme izin verin.
Affedersiniz, bunlar ne kadar?
Karışıklığı maruz görün.
Affedersiniz, adınızı tekrar eder misiniz?
Sözünüzü kestiğim için bağışlayın.
Affedersiniz, bir sorum var.
Affedersiniz, ne yapıyorsunuz?
Affedersiniz, Tom'u arıyorum.
Affedersiniz, tuvalet nerede?
Biran için bizi affet.
Üzgünüm, ama sipariş vermek istiyorum.
Affedersiniz, kütüphane nerede?
Affedersiniz, onu arıyorum.
Affedersiniz, onu arıyorum.
Pardon, bir ricam olacak.
Üzgünüm, çok şikayet ettim.
Affedersiniz. Yumurtalar nerede?
Affedersiniz, wasabisiz lütfen.
Affedersiniz, Tom bugün burada mı?
Affedersiniz, dikkat etmiyordum.
Affedersiniz, sesinizi biraz düşürebilir misiniz?
Affedersiniz, sesinizi biraz düşürür müsünüz?
Üzgünüm, treni kaçırdım.
Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
- Bayramlık ağzımı açtıracaklar bana.
- Ağzımı bozacağım ama.
Affedersiniz, bir kaşık alabilir miyim?
Affedersiniz, bu ne kuyruğu?
Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
Sadece onlardan özür dile.
Sadece ona özür dile.
Sadece ona özür dile.
Affedersiniz, burası hangi yerdir.
Affedersiniz hanımefendi, önünüzde böyle ağlıyor olmaktan utandım ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum.
Üzgünüm, o bir yazım hatası.
Üzgünüm, sözünüzü kesmek istemedim.
Oh, özür dileme.
Çok geç kaldığım için üzgünüm.
Affedersiniz, Tom'u görmek için buradayım.
Kötü el yazım için lütfen beni bağışlayın.
Affedersiniz fakat kitaplarımı buraya bırakabilir miyim?
Geçen gün için özür dilerim.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Affedersiniz, bir bardak çay daha alabilir miyim?
Affedersiniz, suşiyi wasabi olmadan yapabilir misiniz?
Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?