Examples of using "Uno" in a sentence and their turkish translations:
Senin cep telefonun var mı?
Bir enstrüman çalıyor musun?
Onlardan birini seçebilirsin.
Çaba sarf et.
Bak, bir sincap!
Bir artı bir iki yapar.
Bir öğrencisin.
- Bir yazar ile tanıştık.
- Bir yazarla tanıştık.
Ben bir zombiyim.
Bir ahmak nedir?
Bana bir kürdan ver.
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!
Biz bir afiş yaptık.
Lütfen bir tane deneyin.
Hamam böceği yer misin?
Ya birini ya da diğerini seç.
Neden bir polisi aradın?
- O bir bilim adamıdır.
- O, bir bilim adamıdır.
- O, bir öğrencidir.
- O, öğrencidir.
Ben öğrenciyim.
O bir tarihçidir.
Bir küçük motosikletim var.
O bir pasaklı.
O bir sincap mıydı?
Ben bir skooter istiyorum.
- Bir yata sahibim.
- Bir yatım var.
Ben bekarım.
Birin karekökü birdir.
Ben bir dublörüm.
O bir kazanova.
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.
O, bir senaryo yazarıdır.
O bir yazar.
Bana bir ekran görüntüsü gönderebilir misin?
- O garip bir kişilik.
- Tuhaf bir kişilik.
Profesörlerden biri fısıldadı.
Tom bir kürdan kullandı.
Gençlerden biri çığlık attı.
Aniden bir silah sesi duyduk.
Bir tane var!
İlk olarak:
Göz atmama izin ver.
Bende sadece bir tane kaldı.
elinize ya bir kova ya bir yer bezi ya da bir pompa alırsınız.
Birini seçin.
Bakıştılar.
Bir yat kiralamak istiyorum.
O tuhaf bir rüya gördü.
Bir fırt tekila ister misiniz?
Bir müzik aleti çalarsın, değil mi?
- Birden ona kadar sayın.
- Birden ona kadar say.
Aptalca bir hata yapıyorsun.
Sana bir aperitif yaptım.
Sahiden dil bir araç olsaydı oldukça zayıf bir araç olurdu.
zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.
O sadece bir iskelet gibi görünüyor.
O, geleceği parlak bir öğrenci.
O pis bir yalancı.
Garip bir rüya gördüm.
O bir öğrenci gibi görünüyor.
O kötü bir öğrenci.
Bir hayvanat bahçesinde çalışıyorum.
Onun bir radyo gösterisi var.
O bir öğrenci değil.
Bunun bir şaka olduğunu umuyorum.
Ben bir Japon öğrencisiyim.
O, bir smokin giyiyordu.
Daha büyük bir indirim istedim.
O daha büyük bir indirim istedi.
O daha büyük bir iskonto istedi.
Onlar daha büyük bir indirim istedi.
Ben şüphecilerden biriydim.
- Bir aperitife ihtiyacım var.
- Atıştırmalığa ihtiyacım var.
Tom bir indirim istedi.
Ben bir sincap değilim.
Benim zengin bir amcam var.
O bir para kaybıydı.
O çok güzel bir gösteriydi.
bir striptiz kulübüne gitse;
Bir... İki... Üç.
Bakın, bir tane var.
- Ben bir öğrenciyim.
- Ben öğrenciyim.
O bir yabancı.
Bu bir şaka mı?
Nerede bir ayna var?
- Bir grev var.
- Grev var.
Bir model var mı?
Bir tanesine sahip misin?
Bir tane istiyoruz.