Examples of using "Scusami" in a sentence and their turkish translations:
- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.
Affedersiniz?
Bir dakika izin ver, Tom.
Affedersiniz, ben sizi anlamadım.
Affedersiniz, Joe, telefonunuzu kullanabilir miyim?
- Özür dilerim.
- Üzgünüm.
Affedersin ama senin yanına oturmak istemiyorum.
Affedersiniz, burada mı çalışıyorsunuz?
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Bana bir saniye izin verin.
Bana bir saniye izin verin.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Uzun bir süre yazmadığım için lütfen beni affet.
Affedersiniz, bunlar ne kadar?
Sözünüzü kestiğim için bağışlayın.
Size daha önce yazmadığım için özür dilerim.
Affedersiniz, bir sorum var.
Affedersiniz, ne yapıyorsunuz?
Affedersiniz, Tom'u arıyorum.
Affedersiniz, tuvalet nerede?
Üzgünüm, ama sipariş vermek istiyorum.
Affedersiniz, kütüphane nerede?
Affedersiniz, onu arıyorum.
Affedersiniz, onu arıyorum.
Pardon, bir ricam olacak.
Affedersiniz, saat kaç?
Affedersiniz, wasabisiz lütfen.
Affedersiniz, Tom bugün burada mı?
Affedersiniz, sesinizi biraz düşürebilir misiniz?
Affedersiniz, sesinizi biraz düşürür müsünüz?
Affedersiniz, ama hasta hissediyorum.
- Bayramlık ağzımı açtıracaklar bana.
- Ağzımı bozacağım ama.
Affedersiniz, bir kaşık alabilir miyim?
Affedersiniz, bu ne kuyruğu?
Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
Affedersiniz, burası hangi yerdir.
Affedersiniz, kafe nerede?
Affedersiniz, Tom'u görmek için buradayım.
Affedersiniz, bu kadın kim?
Affedersiniz fakat kitaplarımı buraya bırakabilir miyim?
Geçen gün için özür dilerim.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Affedersiniz, bir bardak çay daha alabilir miyim?
Affedersiniz, suşiyi wasabi olmadan yapabilir misiniz?
Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?
Affedersiniz. Yumurtalar nerede?