Translation of "Effetto" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Effetto" in a sentence and their turkish translations:

- La medicina ha fatto effetto.
- La medicina fece effetto.

İlaç etkisini gösterdi.

Che effetto avrà?

Bunun nasıl bir etkisi olacak?

Creando un effetto esponenziale.

aşırı güçlü bir çoğaltıcı yaratıyor.

Ha sempre un effetto scioccante.

beni her defasında sarsıyor.

Il sedativo sta facendo effetto.

- Yatıştırıcı etkiliyor.
- Sakinleştirici etkisini gösteriyor.

Il vaccino non ha effetto.

Aşının etkisi yoktur.

- La medicina di Sami ha iniziato a fare effetto.
- La medicina di Sami ha cominciato a fare effetto.
- Il farmaco di Sami ha iniziato a fare effetto.
- Il farmaco di Sami ha cominciato a fare effetto.
- Il farmaco di Sami iniziò a fare effetto.
- Il farmaco di Sami cominciò a fare effetto.
- La medicina di Sami iniziò a fare effetto.
- La medicina di Sami cominciò a fare effetto.

- Sami'nin ilacı etkili olmaya başladı.
- Sami'nin ilaç tedavisi etkili olmaya başladı.

- Ha avuto un profondo effetto su di me.
- Ebbe un profondo effetto su di me.

Benim üzerimde çok derin bir etkisi vardı.

Un altro importante effetto del rumore

Gürültünün bir diğer çok önemli sağlık etkisi,

- Quella medicina ha funzionato.
- Quella medicina ha avuto effetto.
- Quella medicina ebbe effetto.
- Quella medicina funzionò.

O ilaç işe yaradı.

- Ha avuto un effetto molto diverso da quello previsto.
- Ebbe un effetto molto diverso da quello previsto.

Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.

Ha un effetto sulla memoria episodica dichiarativa.

açık belleğe bir şey yapıp yapmadığını test edebiliriz.

Si crea quindi un effetto a catena.

Yani burada bir tür dalga etkisi var.

La medicina ha avuto un effetto immediato.

İlacın anında etkisi oldu.

E che effetto avrà sul resto del mondo?

Dünyanın geri kalanını nasıl etkileyecek?

La mia ricerca dimostra che ha un effetto significativo.

Araştırmam bunun önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.

Il riposo ebbe su di lui un effetto meraviglioso.

Dinlenmenin onun üzerinde harika bir etkisi vardı.

- La medicina ha fatto effetto.
- La medicina ha funzionato.

İlaç işe yaradı.

La pioggia ha avuto un buon effetto sulle colture agricole.

Yağmur çiftlik bitkileri üzerinde iyi bir etkiye sahipti.

La distruzione dello strato di ozono ha un effetto sull'ambiente.

Ozon tabakasının tahrip edilmesi çevreyi etkiler.

I fiori d'arancio hanno un effetto rilassante e un profumo delizioso.

Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir.

Ha fatto un effetto su di me che non so come descrivere. "

Nasıl tarif edeceğimi bilmediğim bir etki yarattı. "

Il termine "effetto serra" è spesso usato al giorno d'oggi quando si parla dei cambiamenti climatici globali.

Bugünlerde 'sera etkisi' terimi insanlar iklimle ilgili küresel değişikler hakkında konuşurken sık sık kullanılmaktadır.