Translation of "Mondod" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Mondod" in a sentence and their turkish translations:

Ahogy mondod!

Evet, doğru!

Ahogy mondod.

Söylediğin gibi.

Miért mondod ezt?

- Bunu neden söylüyorsun?
- Neden böyle söylüyorsun?

- Komolyan mondod?
- Komolyan?

- Sahi mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?

Ezt miért mondod?

Niçin bunu söylüyorsun?

- Nem mondod!
- Ne má'!

- Söylemezsin.
- Hadi canım sen de.

Hadd halljam, hogy mondod.

Söylediğini duyayım.

Miért mondod ezt nekem?

Onu bana neden söylüyorsun?

Azt hogy mondod franciául?

Onu Fransızca nasıl söylersin?

Azt mondod, nem tetszik?

Onu sevmediğini mi söylüyorsun?

Kedves, hogy ezt mondod.

Öyle söylediğiniz için naziksiniz.

Azt mondod, nincs humorérzékem?

Mizah duygumun olmadığını mı söylüyorsun?

Ezt most komolyan mondod?

Gerçekte onu mu demek istiyorsun?

Miért nem mondod meg?

- Niçin onu söylemiyorsun?
- Söylesene.

Azt mondod, udvariatlan vagyok?

Kaba olduğumu mu söylüyorsun?

Azt mondod, hogy feladod?

Vazgeçtiğini mi söylüyorsun?

Ez nem mondod komolyan.

- Ciddi değilsin.
- Ciddi değilsiniz.

Az igazat mondod nekünk?

Bize gerçeği söylüyor musun?

Miért mondod ezeket fiam?

Bu şeyleri neden söylüyorsun, oğlum?

Miért mondod ezeket testvérem?

Bu şeyleri neden söylüyorsun, kardeşim?

- Nekem mondod!
- Mesélj nekem erről!

Bana ondan bahset!

Hogy mondod, hogy yuri angolul?

İngilizcede nasıl "yuri" dersiniz?

Miért nem mondod el nekem?

- Niçin bana söylemiyorsun?
- Neden bana söylemiyorsun?

Azt mondod, hogy hazug vagyok?

Yalancı olduğumu mu söylüyorsun?

Hogy mondod angolul, hogy XXX?

İngilizcede nasıl XXX diyorsunuz?

Hogy mondod portogálul, hogy XXX?

Portekizce'de nasıl XXX denilir?

Úgy fogom csinálni, ahogy mondod.

- Söylediğin gibi yapacağım.
- Söylediğiniz gibi yapacağım.

Azt mondod, hogy ne menjek?

Gitmememi mi söylüyorsun?

Mindig mondod, hogy gondoljak magamra.

Bana her zaman kendimi düşünmemi söyledin.

Most ezt miért mondod nekem?

Bunu neden şimdi bana söylüyorsun?

Azt mondod, az én hibám?

Bunun benim hatam olduğunu mu söylüyorsun?

Hogy mondod azt, hogy XXX hollandul?

Hollandaca'da nasıl XXX denir?

Hogy mondod azt franciául, hogy szeretlek?

Fransızcada "seni seviyorum"u nasıl dersiniz?

Hogy mondod azt franciául, hogy szeret?

- Fransızcada "aşk" nasıl dersin?
- Fransızcada "aşk" nasıl denir?

Miért nem mondod már el Tomnak?

Niçin sadece Tom'a söylemiyorsun?

Miért is nem mondod el nekünk?

- Neden sadece bize söylemiyorsun?
- Niye bize söylemiyorsun?

Sosem mondod ki, amit igazából gondolsz.

Gerçekten ne düşündüğünü asla söylemiyorsun.

Mikor mondod el, hogy mi történt?

Ne olduğunu ne zaman söyleyeceksin?

Nem mondod el nekem az igazat.

Sen bana doğruyu söylemiyorsun.

Meghalok, ha nem mondod el nekem.

Bana söylemezsen ölürüm.

- Miért nem mondod el Tomnak, hogyan érzel iránta?
- Miért nem mondod el Tomnak, hogy mit érzel?

Nasıl hissettiğini niçin sadece Tom'a söylemiyorsun?

Miért mondod, hogy a parkban akarsz sétálni?

Neden parkta yürümek istediğini söylüyorsun?

Azt mondod, hogy az életem veszélyben van?

- Hayatım tehlikede mi diyorsun?
- Hayatımın tehlikede olduğunu mu söylüyorsun?

Te sohasem mondod nekem, hogy szeretsz engem.

Beni sevdiğini bana asla söylemiyorsun.

- Mesélj róla!
- Nekem mondod!
- Mesélj nekem róla!

- Bana ondan bahset.
- Deme!

Azt mondod, hogy itt van a baj?

Onun yanlış olduğunu mu söylüyorsun?

Azt mondod, hogy Tom valamit rejteget előlünk?

Tom'un bizden bir şey saklandığını mı söylüyorsun?

Hogy mondod a te nyelveden, hogy XXX?

Kendi dilinizde nasıl XXX diyorsunuz?

Azt mondod nekem, hogy az én hibám?

Bana benim hatam olduğunu mu söylüyorsun?

Hallottam, azt mondod Tomnak, hogy ne táncoljon.

Tom'a dans etmemesini söylediğini duydum.

- Miért nem mondod már el, hogy mit forgatsz a fejedben?
- Miért nem mondod el, hogy mire gondolsz?

Neden sadece aklında ne olduğunu bana söylemiyorsun?

Miért mondod nekem, hogy Tominak van egy barátnője?

Tom'un bir kız arkadaşı olduğunu neden bana söylüyorsun?

- Hogyan mondják ezt olaszul?
- Hogy mondod ezt olaszul?

Onu İtalyancada nasıl dersiniz?

Ha az igazat mondod, nem kell emlékezned semmire.

Eğer doğruyu söylersen her şeyi hatırlamak zorunda değilsin.

Azt mondod, hogy Tominak ehhez van valami köze?

Bana Tom'un bununla bir ilgisi olmadığını mı söylüyorsun?

Miért is nem mondod el, hogy mire gondolsz?

Ne demek istediğini neden sadece bana söylemiyorsun?

Miért nem mondod már el, hogy mit akarsz?

Neden ne istediğini sadece bana söylemiyorsun?

- Azt akarod mondani, vége?
- Most azt mondod, befejeztük?

Sen onun bittiğini mi söylüyorsun?

- Komolyan mondja?
- Komolyan mondod?
- Ez most komoly?
- Komolyan gondolod?

- Ciddi misin?
- Ciddi misin sen?

Miért nem mondod el nekünk, mi jár a fejedben?

Neden bize sadece aklından ne geçtiğini anlatmıyorsun?

Miért nem tisztázod magad és mondod el az igazat?

Neden suçunu itiraf etmiyorsun ve gerçeği söylemiyorsun?

- Nem megyek veled, ameddig nem mondod meg nekem, hova megyünk.
- Nem megyek veled mindaddig, míg meg nem mondod, hogy hová megyünk.

Nereye gideceğimizi bana söylemezsen seninle gitmeyeceğim.

- Miért nem nevezed nevén a gyereket?
- Miért nem mondod ki konkrétan, miről van szó?
- Miért nem mondod ki kerek perec, mire gondolsz?

Neden dobra dobra konuşmuyorsun?

Nem megyek el amíg nem mondod meg, hogy hol találom Tomot.

Tom'u nerede bulabileceğimi bana söyleyinceye kadar gitmiyorum.

Ha hamarabb mondod, talán ráérek, azonban holnapra már elterveztem, hogy haza megyek.

Bana ondan daha önce bahsetseydin, boş olabilirdim. Fakat yarın eve geri gitme planlarım var.

- Azt mondod, te ölted meg Tomot?
- Azt akarod mondani, te ölted meg Tomot?

Tom'u öldürdüğünü mü söylüyorsun?

Azt mondod, jól kellene ismernem, de valójában csak a múlt héten mutattak be neki.

Benim onu iyi tanımam gerektiğini söylüyorsun ama ben onunla daha geçen hafta tanıştırıldım.

- Nézz a szemembe; úgy tudni fogom, mikor mondasz igazat.
- Nézz a szemembe, hogy tudjam, az igazat mondod-e!

Gözlerime bak, böylece gerçeği söyleyip söylemediğini bilirim.

- Miért nem meséled el, hogy mi nyomja igazából a szívedet?
- Miért nem mondod el, hogy valójában mi nem hagy nyugodni?

Canını bu kadar sıkan şeyin ne olduğunu neden söylemiyorsun?

- Esküszik, hogy az igazat, és csakis az igazat mondja?
- Esküszöl, hogy az igazat mondod, és semmi mást, csakis az igazat?

Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?