Translation of "Ahogy" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Ahogy" in a sentence and their turkish translations:

- Ahogy akarod.
- Ahogy kívánja.

Nasıl isterseniz!

- Figyelte, ahogy dolgozik.
- Nézte, ahogy dolgozik.

Onun çalışmasını izledi.

Ahogy észrevehetted,

Fark etmiş olabileceğiniz gibi,

Ahogy beléptem,

İçeri girdim.

Ahogy mondod!

Evet, doğru!

Ahogy mondod.

Söylediğin gibi.

Gyakorlatunkat, ahogy bekapcsolódunk, és ahogy a szakpolitikákat kialakítjuk.

ve uyguladığımız yolu analiz etmeliyiz.

Ahogy gyűlölködőbb lettem,

Daha nefret dolu hissetikçe de...

ahogy sietős mozdulatokkal

çok hızlı hareketlerle

Zongorázott, ahogy megígérte.

Söz verildiği gibi o piyano çaldı.

Gyere, ahogy vagy!

Olduğun gibi gel.

Tetszik ahogy gondolkozol.

Düşünme tarzın hoşuma gidiyor.

Szeretem, ahogy csókolsz.

Öpme tarzını seviyorum.

Szeretem, ahogy gondolkodsz.

Düşünme tarzını seviyorum.

Szeretem, ahogy öltözködsz.

Giyinme tarzını seviyorum.

Nevezd ahogy tetszik.

Ne derseniz deyin.

Szeretem, ahogy szól.

Onun ses çıkarma şeklini seviyorum.

Vicces, ahogy nevetsz.

Komik bir kahkahan var.

Jöttem, ahogy tudtam.

Olabildiğince erken geldim.

Tetszik ahogy illatozik.

Bunun kokusu hoşuma gidiyor.

Tedd, ahogy akarod!

Onu kendi tarzınla yap.

Tetszik, ahogy mosolyogsz.

Gülümseme tarzını seviyorum.

Nézte, ahogy táncol.

Onun dansını izledi.

Látta, ahogy rajzol.

O, onun bir resim çizişini izledi.

Gyere, ahogy tudsz!

Mümkün olduğunca kısa sürede gel.

Ne úgy élj ahogy akarsz, úgy élj, ahogy tudsz.

İstediğin gibi yaşama, elinden nasıl geliyorsa öyle yaşa.

- Nincs ínyemre, ahogy hozzám szólsz.
- Nem teszik, ahogy velem beszélsz.

Benimle konuşma tarzını sevmiyorum.

Ahogy mostanra már rájöhettek,

Şu ana kadar çıkarabildiğiniz kadarıyla,

Ahogy sokan önök közül,

Tıpkı bir çoğunuz gibi,

Mint ahogy az is.

çünkü öyle.

ahogy Nagymama mondani szokta,

Büyükannemin her zaman söylediği gibi:

Ahogy azonban kísérletünk megmutatta,

Bu deneyle gösterdiğimiz gibi,

Ahogy az állapotom súlyosbodott,

Ve bu hastalık daha da kötüleştiğinde

Ahogy nőnek a világvárosok,

Dünyanın şehirleri genişledikçe...

és láttuk, ahogy hozzák...

getirdiklerini gördük...

Ahogy végigmentem a folyosón,

Ve koridorda ilerlerken,

ahogy ő elvárná magától,

ve kendisinin de beklediği şekilde artık üretken değilse,

ahogy a technológia fejlődik,

teknoloji ilerledikçe,

Fuss, ahogy csak bírsz!

Koşabildiğin kadar hızlı koş.

Futott, ahogy csak bírt.

O tam hızda koştu.

Csináljuk úgy, ahogy szoktad.

Senin yönteminle yapalım.

Igenis tetszik, ahogy gondolkozol.

Ben senin düşünme tarzını seviyorum.

Láttam Tomit, ahogy sírt.

Tom'un ağladığını gördüm.

Szeretem, ahogy rám nézel.

Bana bakma tarzını seviyorum.

Úgy teszek, ahogy kéred.

- Talep ettiğin şekilde yapacağım.
- Talep ettiğiniz şekilde yapacağım.

Csináld, ahogy mondtam, OK?

Söylediğim gibi yap, tamam mı?

Láttam, ahogy ez történt.

Onun olduğunu gördüm.

Ugyanúgy gondolkodom, ahogy te.

Senin gibi aynı şekilde düşünüyorum.

Néztem, ahogy Tom meghal.

Tom'un ölmesini izledim.

Lássam csak, ahogy megeszed!

Onu yediğini görmeme izin ver.

Tetszik, ahogy rántottát készítesz.

Omlet yapma tarzını seviyorum.

Úgy csinálom, ahogy mondták.

Ben bunu bana öğretildiği gibi yaparım.

Csak csináld, ahogy mondták!

Sadece sana söylendiği gibi yap.

Szeretem, ahogy Tom gondolkodik.

Tom düşünme tarzını seviyorum.

Neked tetszik, ahogy kinézel?

Görünme şeklini beğeniyor musun?

Csináld pontosan, ahogy mondom.

- Aynen dediğim gibi yap.
- Tam olarak söylediğim gibi yap.

Nem szereti, ahogy beszélek.

O, konuşma şeklimi sevmiyor.

Tomnak tetszik, ahogy főzöl.

Tom sizin yemek pişirme tarzınızı seviyor.

Tetszik, ahogy Tom nevet.

Tom'un gülüşünü seviyorum.

- Ahogy ön óhajtja.
- Legyen az ön akarata szerint.
- Ahogy önnek kedves.

Nasıl isterseniz!

- Olyan halkan beszéltem, ahogy csak tudtam.
- Annyira halkan beszéltem, ahogy csak bírtam.

Elimden geldiğince sessizce konuştum.

Ahogy a technológia rohanásra sarkall,

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

Az érzelmi stressz, ahogy ráébredtem,

Şunu öğrendim ki duygusal stres

Úgy, ahogy önöknek is vannak.

Aynı şekilde sizlerin de var.

Ahogy ott álltam indulásra készen,

Tam gitmek için ayaklanmışken...

Pontosan úgy működik, ahogy kialakították.

Tam olarak tasarlandığı şekilde işlemeye devam ediyor.

Ahogy az ipar kerekei megakadnak,

Endüstrinin çarklarının durma noktasına gelmesini izlerken

Hanem abban is, ahogy kommunikálok.

iletişimimde de esas.

Pontosan, ahogy a férfiak tették.

Tıpkı erkek risk sermayedarlarının sorduğu sorular gibi.

ahogy a szemtanú is állította –,

gerçekten ters döndüyse,

ahogy beavatkozni sem tudtak idejében,

Zamanında müdahale de edemeyince

éppúgy, ahogy a látható világegyetemben.

sadece görebildiğimiz evrende.

Ahogy közeledünk a halál felé,

Şimdi bir ayağımız çukurda.

Ahogy most állunk, szerintem nem.

Çünkü öyle görünüyor ki bence değil.

Úgy temetnek el, ahogy vagyok,

Olduğum gibi yerin içine gireceğim

Dolgozz keményen, ahogy csak bírsz.

Elinden geldiği kadar çok çalış.

Hallottam, ahogy nyílik az ajtó.

Ben kapının açıldığını duydum.

Napos idő volt, ahogy megjósolták.

Tahmin edildiği gibi hava güneşliydi.

Nem tetszik, ahogy Tom rámnéz.

- Tom'un bana bakma tarzını sevmiyorum.
- Tom'un bana bakış şeklini beğenmiyorum.

Tom nézte, ahogy Mary elhajtott.

Mary arabayla uzaklaşırken Tom izledi.

Hadd csináljam, ahogy én szeretném.

Onu benim tarzımla yapayım.

Ahogy mondtam, egy idióta vagy.

Dediğim gibi, sen bir idiotsun.

Ahogy én tudom, ő bűnös.

Bildiğim kadarıyla, o suçlu.

- Láttam futni.
- Láttam, ahogy futott.

- Onun koştuğunu gördüm.
- Onu koşarken gördüm.

és ahogy gondolkodunk a vetületekről.

düşünme şeklimizi değiştirecek bir şey oldu.

Pont úgy volt, ahogy mondtad.

O tam olacağını söylediğin gibiydi.

Tomi figyelte, ahogy Mari eszik.

Tom Mary'nin yemesini izledi.

Tégy aszerint, ahogy Tom mondja!

Tom'un söylediği gibi yap.

Nem tetszik, ahogy beszél velem.

Onun benimle konuşma tarzını beğenmiyorum.

Nem szeretem, ahogy Tom vezet.

Tom'un araba sürme tarzını sevmiyorum.

Látni akarod ahogy újra megteszem?

Bunu tekrar yaptığımı görmek ister misin?

Segítettünk Tominak, ahogy csak tudtunk.

Biz Tom'a elimizden geldiğince yardım ettik.

Úgy fogom csinálni, ahogy mondod.

- Söylediğin gibi yapacağım.
- Söylediğiniz gibi yapacağım.

Tom gúnyolódott azon, ahogy beszélek.

Tom konuşma tarzım ile alay etti.

Úgy fogom csinálni, ahogy mondtad.

Onu talimatlarınıza göre yapacağım.

Ő tanár, ahogy én is.

O bir öğretmen ve ben de öyle.

Szeretem hallgatni, ahogy Tom gitározik.

Tom'un gitar çalmasını dinlemeyi seviyorum.

Tetszik nekem, ahogy Tomi énekel.

- Tom'un şarkı söyleme şeklini seviyorum.
- Tom'un şarkı söyleme tarzını seviyorum.

Jóval nehezebb, mint ahogy kinéz.

Göründüğünden çok daha zor.