Examples of using "Lehetősége" in a sentence and their turkish translations:
Hepimizin seçenekleri var.
- Başarısızlık mümkündür.
- Başarısızlık olasıdır.
Tom'un bir sürü fırsatları vardı.
insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.
Değişim potansiyeli burada.
halkın yasal bir duruş sergileme hakkı yok.
Tom fırsatını bulur bulmaz ayrıldı.
Onun olma ihtimali var.
Tom'un henüz onu yapacak fırsatı yoktu.
Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.