Translation of "Lássa" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Lássa" in a sentence and their turkish translations:

Korán kelt, hogy lássa a napfelkeltét.

Gündoğumunu görmek için erken kalktı.

Tom nem akarja, hogy bárki lássa.

Tom hiç kimsenin onu görmesini istemiyor.

Tom kirohant, hogy lássa, mi történik.

Tom neler olduğunu görmek için dışarı koştu.

Tom korán felkelt, hogy lássa a napfelkeltét.

Tom güneşin doğuşunu görmek için erken kalktı.

- Az anyjához sietett.
- Siet, hogy lássa az anyját.

Annesini görmek için acele ediyor.

Tom azon igyekszik, hogy senki ne lássa meg.

Tom görülmemeye çalışıyor.

Tom felemelte a palackot, hogy lássa, mennyi bor maradt még.

Tom ne kadar şarap kaldığını görmek için şişeyi kaldırdı.

Mindig szívesen sétálok esőben, hogy senki ne lássa rajtam, ha sírok.

Her zaman yağmur yağarken yürümeyi sevmişimdir, çünkü kimse benim ağladığımı yağmurda göremez.

A fényszennyezés az emberiség egyharmadát megakadályozza abban, hogy lássa a Tejutat.

Işık kirliliği, insanlığın üçte birinin Samanyolu'nu görmesini engeller.

A megkeseredett család több mint egy évtizedet várt arra, hogy lássa elítélni fiuk gyilkosát.

Kederli aile, oğullarının katilinin adalete teslim edilmesini görmek için on yıldan fazla beklemek zorunda kaldı.