Translation of "Kezdeni" in Turkish

Szeretném kezdeni.

Başlamak istiyorum.

Most fogjuk kezdeni.

Başlamak üzereyiz.

Ki akar kezdeni?

Kim başlamak ister?

Ki fogja kezdeni?

Kim başlayacak?

- Kezdhetek?
- Tudok kezdeni?

Başlayabilir miyim?

Kezdeni akarok most.

Şimdi başlamak istiyorum.

Ezzel tudsz valamit kezdeni?

Bunun sizin için herhangi bir faydası var mı?

Ma nem tudunk kezdeni.

Bugün başlayamayız.

Tom el fogja kezdeni.

Tom başlayacak.

Szeretnék kezdeni valamit az életemmel.

Karımla birlikte bir şey yapmak istiyorum.

Valahol el kell kezdeni mindenkinek.

- Herkes bir yere başlamak zorunda.
- Herkes bir yerden başlamak zorunda.

Külföldre mentem új életet kezdeni.

Yeni bir hayata başlamak için yurt dışına gittim.

- Holnap kezdek.
- Holnap fogok kezdeni.

Yarın başlarım.

Tom nem tudott ezzel mit kezdeni.

Tom onunla ne yapacağını bilmiyordu.

Ebben az esetben – válaszoltam – egy hitközösséggel kezdeni

Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar grubuyla başlamak

Mit akarsz kezdeni ezzel a régi székkel?

Bu eski sandalyeyle ne yapmak istiyorsun?

Mert ezzel úgyse nagyon tudnék mit kezdeni.

çünkü yapabildiğim çok şey var.

Azzal szeretném kezdeni, hogy felteszek önöknek néhány kérdést.

Mümkünse size bazı sorular sorarak başlamak istiyorum.

Egy angol mondat első szavát nagybetűvel kell kezdeni.

- İngilizce bir cümlenin ilk sözcüğü büyük harfli olmalıdır.
- İngilizce bir cümlenin ilk sözcüğü büyük harfle başlamalıdır.
- İngilizce bir cümledeki ilk sözcüğün büyük harfle başlaması gerekir.

- Most mihez fogunk kezdeni?
- Mit fogunk csinálni most?

Şimdi ne yapmalıyız?

Mit fogsz kezdeni a kincs rád eső részével?

Hazine payınla ne yapacaksın?

Két órakor fogunk kezdeni, ha addigra már eláll az eső.

O zamana kadar yağmur durursa biz saat ikide başlayacağız.

- A nulláról fogunk indulni.
- Legelölről fogjuk kezdeni.
- Tiszta lappal kezdünk.

İşe sıfırdan başlayacağız.

- Nagybetűvel kellene kezdeni a mondatot.
- Nagy kezdőbetűvel kellene írni a szót.

İlk harf büyük yazılmalı.

Tudom, hogy ez egy hatalmas probléma, de nem tudunk vele kezdeni semmit.

Bunun büyük bir sorun olduğunu biliyorum fakat onun hakkında yapabileceğimiz bir şey yok.

Amikor Sarah úgy döntött, hogy Indiába megy új életet kezdeni, megszabadult minden ingóságától.

Sarah Hindistan'a taşınmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verdiğinde, o, tüm eşyalarını hibe etti.