Translation of "Hazugság" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Hazugság" in a sentence and their turkish translations:

- Ez hazugság!
- Ez hazugság.

Bu bir yalan.

- Ez hazugság!
- Ez egy hazugság!

Bu bir yalan!

Ez hazugság!

- O bir yalan.
- Bu bir yalan!

Szemenszedett hazugság.

Bu düpedüz yalan.

- Tudom, hogy hazugság.
- Tudom, hogy ez egy hazugság.

Onun bir yalan olduğunu biliyorum.

Ez hazugság volt.

O bir yalandı.

A "később" hazugság.

"Sonra" bir yalan.

Ez arcátlan hazugság!

Bu düpedüz yalandır!

Ez nyilvánvalóan hazugság.

Bu belli ki bir yalan.

Tudtam, hogy hazugság.

Onun bir yalan olduğunu biliyordum.

Ez simán hazugság.

Bu mutlak bir yalandır.

- Az egész egy nagy hazugság volt.
- Minden egy nagy hazugság volt.
- Mind egy nagy hazugság volt.
- Valamennyi egy nagy hazugság volt.
- Az összes egy nagy hazugság volt.

- O tamamen büyük bir yalandı.
- Bu tamamen büyük bir yalandı.
- Hepsi koca bir yalandı.

Hazugság, hogy nincs pénz.

Yalan olmak zorunda; "Bizim paramız yok."

Ez a mondat hazugság.

Bu cümle bir yalan.

A barátság egy hazugság.

Dostluk bir yalandır.

A harmadik hazugság a meritokrácia,

Üçüncü yalan ise meristokrasi inancıydı.

Kiderült, hogy amit mondott, hazugság.

Onun söylediğinin yalan olduğu çıktı.

Ez egy nagy, kövér hazugság.

Bu büyük bir yalan.

Tom tudja, hogy ez hazugság.

Tom onun bir yalan olduğunu biliyor.

Az igazság a legjobb hazugság.

Hakikat en iyi yalandır.

Hazugság, hogy a feladat túl nagy.

Yalan olmak zorunda; "Çok zor, çok büyük bir meydan okuma."

A hazugság még több hazugságot szül.

Yalanlar daha fazla yalanlara sebep olur.

Tom azt mondja, hogy ez hazugság.

Tom onun bir yalan olduğunu söylüyor.

Tamás tudta, hogy ez hazugság volt.

Tom bunun bir yalan olduğunu biliyordu.

Minden, ami történt közöttünk, hazugság volt?

- Aramızda yaşanan her şey bir yalan mıydı?
- Aramızdaki her şey bir yalan mıymış?

De ez nem kudarc, nem csomó hazugság.

Ama bu bir başarısızlık değil, bu bir yalanlar topluluğu değil.

A másik hazugság, hogy boldog lehetek attól,

İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam

Sok olyan ember van, aki szerint hazugság.

Birçok insan, bunun bir yalan olduğunu söylüyor.

A hazugság ismételgetése nem teszi azt igazzá.

- Bir yalanı tekrarlamak onu doğru yapmaz.
- Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.

Szerintem az, amit az imént mondtál nekem, hazugság.

Bence bana söylediğin şey bir yalandı.

Az első hazugság, hogy a sikeres szakmai pályafutás elégséges.

İlk yalan kariyer başarısının tatmin edici olmasıydı.

Azt mondtam, hogy három van, és ez hazugság volt.

Üç fikrim olduğunu söylerken yalan söylemiştim.

A hazugság miatt bajba került, mikor főnöke rájött az igazságra.

- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.

Megértettem, hogy nagy hazugság volt az, hogy színésznő akart lenni.

Onun bir aktris olmak istemesinin büyük bir yalan olduğunu anladım.

Azoknál a hazugság révén kapott pénz értéke kb. 25%-kal csökken.

aldıkları parayı yalan söyleyerek yaklaşık %25 eksiltiyorlar.

Egy hazugság a fél világot bejárja, míg az igazság a cipőjét felveszi.

Doğru, daha ayakkabılarını giyememişken; yalan, dünyanın öbür ucuna gitmiştir bile.

- Hazudtál, amikor azt mondtad, szeretsz?
- Csak hazudtad, hogy szeretsz?
- Hazugság volt, hogy szeretsz?

Beni sevdiğini söylediğinde bu bir yalan mıydı?

Azt mondta Tomi, hogy soha nem csapna be engem. Ez természetesen hazugság volt.

Tom asla bana ihanet etmeyeceğini söyledi. Bu elbette bir yalandı.