Translation of "Hall" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Hall" in a sentence and their turkish translations:

Hall engem valaki?

Herkes beni duyabiliyor mu?

- A nagyapám kissé nagyot hall.
- Nagyapám már nem hall jól.

- Dedem biraz ağır işitiyor.
- Dedem duymakta biraz zorluk çekiyor.

- Kiáltok, de senki nem hall engem.
- Kiabálok, de senki sem hall.

Bağırıyorum fakat kimse beni duymuyor.

Az egyik fülére nagyot hall.

O, tek kulakta yarım sağır.

- Hallasz?
- Hallasz engem?
- Hall engem?

Beni duyuyor musun?

Tom alig hall a hallókészüléke nélkül.

Tom işitme cihazı olmadan neredeyse duyamıyor.

A kis fóka végre ismerős hívást hall.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Úgy tűnik, hogy Tom nem hall minket.

Tom bizi duyuyor gibi görünmüyor.

- Hallasz valamit?
- Ön hall valamit?
- Hallotok valamit?

Bir şey duyuyor musun?

Egy kissé nagyot hall, szóval beszélj hangosabban, kérlek.

O, bir şekilde zor işitiyor, bu yüzden lütfen yüksek sesle konuşun.

A szélben alig hall, így rendkívüli éjszakai látóképességére támaszkodik.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

Ennél is rosszabb az eredmény a "Hall róla a médiában?" kérdésre.

Ve daha da kötüsü “Medya da bunun konuşulduğunu duyudunuz mu?" sorusuna.

Alacsony frekvenciájú morgásokkal, melyek közül sokat az emberi fül sem hall meg,

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...