Examples of using "Elé" in a sentence and their turkish translations:
ben de karşısında diz çöküyorum
Onu hâkim karşısına çıkarırlar.
Tom ayaklarına baktı.
Zorla öne geçmeye çalışıyor.
Babamı karşılamak için havaalanına gittim.
Önümüzde stresli bir günümüz var.
Ben kendime meydan okumayı severim.
Köpeğimi neyle beslemeliyim?
Başkalarına limit koyabildiğimiz gibi
Tom'un arabasının önüne bir geyik atladı.
bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen
Tom ellerini kulaklarının üzerinde tuttu.
ortalama bir insan için mahkemeye gitmenin nasıl olduğunu anlatayım.
Bekleyin, lütfen.
Seçmek zorundayım.
Önüne bak.
Öksürdüğün, hapşırdığın veya esnediğin zaman elini ağzına koy.
Tom, Johannes onu tabanca ile tehdit ettiği için Maria'nın önünde duruyordu.
mahkemeye çıktıklarında çok kötü hissediyorlar.
Hayatımı eğitime adamak istiyorum.