Examples of using "állítani" in a sentence and their turkish translations:
Sen durdurulacaksın.
Biz bunu durdurabiliriz.
Sizi durduracağız.
emisyonları durdurmalıyız.
- Onları durduracağım.
- Onları durdurmaya gidiyorum.
Tom'u durduracağım.
İklim değişikliğine çare bulabilir miyiz?
Nasıl kapan kuracağımı biliyorum.
Ben kendime meydan okumayı severim.
Biri Tom'u durdurabilir mi?
Tom bizi durduracak.
Bir an için videoyu duraklatabilir misin?
çünkü emisyonların durdurulması gerekiyorsa
Atmosferi iyileştirip karbondioksit düzeylerini
Sonsuza dek küçük kalacağımızı kim söyleyebilir?
Tom'un durdurulması gerekiyor.
Bir saat geri alınabilir. Zaman alınamaz!
Bu hemen durdurulmak zorunda.
Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der
Sanırım o haklı.