Translation of "Amiben" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Amiben" in a sentence and their turkish translations:

- Segítek, amiben csak tudok.
- Segítek neked, amiben csak tudok.

Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.

A házból, amiben felnőttem,

içinde büyüdüğüm ev,

Nincs háza, amiben lakhatna.

Onun içinde yaşadığı bir evi yok.

Állj ki azért, amiben hiszel!

İnandığınız şey için ayağa kalkın.

Szóljál, ha van bármi, amiben segíthetek.

- Yardım edebileceğim bir şey varsa söyle.
- Yardımcı olabileceğim bir şeyler varsa söyleyin.

Sok olyan szökőkút van, amiben van pénz.

İçinde para olan pek çok park çeşmeleri var.

Ez a legkényelmesebb szék, amiben valaha ültem.

Bu şimdiye kadar oturduğum en rahat sandalye.

Ez az a ház, amiben ő lakott.

Burası onun yaşadığı ev.

De van egy olyan jóléti evangélium, amiben hiszek.

Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.

Olyan dumaszínházat csináltam, amiben nem szent a poén;

Komedyenlerin, yumruklarını gıdıklamalara çevirmesinin beklendiği

amiben neki is és nekem is szerepünk volt.

onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.

amiben rögzíteni tudjuk a Vénusz légycsapójának akciós potenciálját,

aksiyon potansiyelini kaydedeceğimiz yepyeni bir deney yaptık

Kevés dolog volt, amiben ne értettünk volna egyet.

üzerinde anlaşmadığımız pek bir şey yoktu.

Örülök, hogy van már sok dolog, amiben megegyezünk.

Zaten çok ortak noktamız olduğuna memnun oldum.

Nem kellene olyan ételt ennem, amiben cukor van.

İçinde şeker olan yiyecekleri yememeliyim.

Egy ládát hozott, amiben nagyon értékes áruk voltak.

İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi.

Volt egy álmom, amiben egy baba egy késsel játszott.

Rüyamda bir bebeğin bıçakla oynadığını gördüm.

Írtam neki egy levelet, amiben megkértem, hogy jöjjön haza mielőbb.

Ona kendisinden kısa sürede eve gelmesini isteyen bir mektup yazmıştım.

Kétlem, hogy Tomi elég bátor, hogy kiálljon azért, amiben hisz.

Tom'un inandığı şeyin arkasında duracak cesareti olduğundan şüpheliyim.

Az a lakoma volt az egyik legjobb, amiben valaha részem volt.

O bayram şimdiye kadar yaşadıklarımın en iyisiydi.

- Ez az a kórház, amiben születtem.
- Ez az a kórház, ahol születtem.

Burası benim doğduğum hastane.

- A ház, amiben élek, a szüleimé.
- A ház, ahol élek, a szüleimé.

Aileme ait olan evde yaşıyorum.

A jegyek ára 13 dollár, amiben egy piknik ebéd is benne van a mérkőzés után.

Biletler 13 dolar ve oyundan sonra bir piknik öğle yemeği dahildir.

Azért jöttem ide, hátha tudok valamit segíteni, de úgy néz ki, nincs semmi, amiben segíthetnék.

- Yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmek için buraya geldim fakat benim yapabileceğim bir şey yok gibi görünüyor.
- Buraya yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmeye geldim fakat benim yapmam için bir şey yok gibi görünüyor.

- Nem szeretek jeges vizet inni.
- Nem szeretek olyan vizet inni, amiben jégkocka van.
- Nem szeretek vizet jéggel inni.
- Nem szeretem a vizet jéggel.

Buzlu su içmeyi sevmiyorum.