Examples of using "Amiben" in a sentence and their turkish translations:
Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.
içinde büyüdüğüm ev,
Onun içinde yaşadığı bir evi yok.
İnandığınız şey için ayağa kalkın.
- Yardım edebileceğim bir şey varsa söyle.
- Yardımcı olabileceğim bir şeyler varsa söyleyin.
İçinde para olan pek çok park çeşmeleri var.
Bu şimdiye kadar oturduğum en rahat sandalye.
Burası onun yaşadığı ev.
Ancak inandığım bir mutluluk hakikati var.
Komedyenlerin, yumruklarını gıdıklamalara çevirmesinin beklendiği
onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.
aksiyon potansiyelini kaydedeceğimiz yepyeni bir deney yaptık
üzerinde anlaşmadığımız pek bir şey yoktu.
Zaten çok ortak noktamız olduğuna memnun oldum.
İçinde şeker olan yiyecekleri yememeliyim.
İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi.
Rüyamda bir bebeğin bıçakla oynadığını gördüm.
Ona kendisinden kısa sürede eve gelmesini isteyen bir mektup yazmıştım.
Tom'un inandığı şeyin arkasında duracak cesareti olduğundan şüpheliyim.
O bayram şimdiye kadar yaşadıklarımın en iyisiydi.
Burası benim doğduğum hastane.
Aileme ait olan evde yaşıyorum.
Biletler 13 dolar ve oyundan sonra bir piknik öğle yemeği dahildir.
- Yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmek için buraya geldim fakat benim yapabileceğim bir şey yok gibi görünüyor.
- Buraya yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmeye geldim fakat benim yapmam için bir şey yok gibi görünüyor.
Buzlu su içmeyi sevmiyorum.