Examples of using "Zugleich" in a sentence and their turkish translations:
Şarkı söylüyor ve aynı anda çalışıyor.
O hem enerji verici hem de yorucu.
O aynı zamanda korkutucu ve komik.
Hikaye hem ilginç hem de öğretici.
- Kız kardeşim aynı zamanda en iyi dostumdur da.
- Kız kardeşim ayrıca en iyi arkadaşımdır.
Hem yağmur yağıyor hem de rüzgar esiyor.
Bu şarkı hem hüzünlü hem de güzel.
Bu kitap aynı anda ilgi çekici ve öğreticidir.
Bu hikayede kahraman da kötü adam.
O komik ve aynı zamanda korkunç.
Bazen aynı zamanda düşünceli ve dürüst olmak zor.
Dilbilimciler hem atletik hem de eğitimlidir ve bu sadece onların dilleridir.
o kadar engin ve oluşturup dokunabileceğimiz yaşam miktarı o kadar küçük ki
O hem iyi hem de ucuz.
Yok öyle, hem karnım doysun hem pastam dursun.
Sanırım acı tatlı hayatım boyunca o olayı asla unutamayacağım.