Examples of using "Wisse" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary'nin telefon numarasını bilmeyi diledi.
Tom bilmediğini söyledi.
Tom neyin yanlış olduğunu bilmediğini söyledi.
O bilmediğini cevapladı.
Tom zaten cevabı bildiğini söylüyor.
Tom onun nasıl olduğunu bildiğini söyledi.
Tom bunu nasıl yapacağını bildiğini söyledi.
Tom bana Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini söyledi.
Hiç kimsenin bizi tanımadığını söylediğini düşündüm.
Tom neden Mary'nin olmadığını bilmediğini söyledi.
Tom Mary'nin nerede yaşadığını bilmediğini söyledi.
Tom bunu kimin yaptığını bildiğini söyledi.
Tom Mary'nin ne zaman geleceğini bilmediğini söyledi.
Tom zaten onun nasıl yapılacağını bildiğini söylüyor.
Ona adımı bilip bilmediğini sordum.
Tom, Mary'nin neden sinirli olduğunu bilmediğini söyledi.
Tom toplantının ne zaman başlayacağını bilmediğini söylüyor.
Tom Mary'nin ne zaman doğduğunu bilmediğini söylüyor.
Tom ne yapması gerektiğini bilmediğini söyledi.
Tom, Mary'nin ne yapması gerektiğini bilmediğini söyledi.
Bir arkadaşım vardı, kızı doğduğu zaman
Tom, ne yapması gerektiğini bilmediğini söyledi.
Tom cesetin nereye gömüldüğünü bildiğini söyledi.
Tom, Mary'nin bunu neden yapmak zorunda olduğunu bilmediğini söyledi.
Öğretmen benim sorumun cevabını bilmediğini söyledi.
Tom Meryem'e, ne yapılacağını bilmediğini söyledi.
Tom Mary'nin inci kolyesini nereden satın aldığını bilmediğini söylüyor.
Tom'a ağabeyimin adını bilip bilmediğini sordum.
Tom, Mary'nin bisikletini nereden aldığını bilmediğini söyledi.
- Tom Mary'nin neden ondan ayrılmak istediğini bilmediğini söyledi.
- Tom Mary'nin neden onunla ilişkiyi bitirmek istediğini bilmediğini söyledi.
Aradım ve Mary'nin ne zaman geleceğini bilip bilmediğini Tom'a sordum.
Tom onun çaldığı parayı nereye sakladığını bildiğini söyledi.
O, bilmediğini ifade etti.
Tom, John'un niçin bir polis olmak istediğini Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom, John'un onun kaybettiği anahtarı nerede bulduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom dedi ki ona göre Mary, kaybettiği anahtarı John'un nerede bulduğunu biliyormuş.
Tom, ne satın alacağını gerçekten bilmediğini söyledi.
Tom bilmediğini söyledi.
Onun hakkında bir şey bildiğini inkar etti.
Tom, Mary hakkında henüz bizim bilmediğimiz bir şey bildiğini söylüyor.
Sana Tom'un gerçeği söyleyip söylemeyeceğini bilmediğimi söyledim.
Tom bana bir şey duyabildiğini fakat onun ne olduğundan emin olmadığını söyledi.
Tom, Mary'nin adresini bilmediğini söyledi.
Öğretmen sorumun cevabını bilmediğini söyledi.
Tom, John'un seçimi kimin kazanacağını umduğunu Mary'nin bildiğini düşündüğünü söyledi.