Examples of using "Antwortete" in a sentence and their turkish translations:
Tom hızlı bir şekilde cevap verdi.
Tom cevap verdi.
- Kimse yanıtlamadı.
- Hiç kimse cevap vermedi.
O cevap vermeden önce duraksadı.
Tom önce cevap vermedi.
Tom anında yanıtladı.
Hiç kimse Tom'a cevap vermedi.
Kısaca yanıtladı.
Tom cevap vermedi.
O, cevap verdiğinde ağlıyordu.
Sonunda Oedipus cevapladı.
Ve dedi ki, "Ah, evet, harika bir soru, bu çok kolay.
Nietzsche'den alıntı yaptı:
Ona kefil oldum.
O ebeveynlerine cevap verdi.
Tom hemen cevap vermedi.
Tom kararlı bir biçimde "Hayır" diye yanıtladı.
Tom, Mary'ye cevap vermedi.
O, gözyaşları içinde yanıtladı.
O, gözyaşları içinde cevap verdi.
O gözyaşları ile cevap verdi.
O başını öne eğerek cevap verdi.
Birisi cevap verdi.
O, titrek bir sesle yanıtladı.
Tom cevap vermeden önce tereddüt etti.
Tom gülümsedi ama cevap vermedi.
Sekreter beni ilgisizce yanıtladı.
Tom ayrıntılı olarak yanıtladı.
- Çocuk "Ben Japonum" diye cevapladı.
- Çocuk "Ben Japonum" diye yanıtladı.
O gelmekten mutluluk duyacağı şeklinde yanıtladı.
Tom asla sorumu cevaplamadı.
Tom geri yanıtladı.
O, iyi yüzebileceğini söyleyerek cevap verdi.
Tom soruma cevap vermedi.
- Tom Mary'nin sorusuna hemen cevap verdi.
- Tom Mary'nin sorusunu hemen cevapladı.
O, cevap vermedi.
- Tom cevap vermeden önce bir an duraksadı.
- Tom cevap vermeden önce bir an tereddüt etti.
Jordan "Evet, dinliyordum." diye yanıtladı.
O bilmediğini cevapladı.
Hiç kimse bizi yanıtlamadı.
Ve "Seninle nasıl iletişime geçeceğim?" diye yanıt verdi.
O sırada Napolyon cevaben fırtına boyutunda hareketlilik gösterdi
"O beni severdi," diye cevapladı üzgün bir şekilde .
Adımı duyduğumda otomatikman cevap verdim.
Yabancı uzun, anlamsız bir cümle ile cevap verdi.
Kimse onu yanıtlamadı.
"Çok kibarsın" diye Willie yanıtladı.
"Sen bir melek misin?" "Evet," diye cevap verdi melek.
Tom evet cevabı verdi.
Öğrenci "256'nın karekökü on altıdır" diye yanıtladı.
Benim cevabım buydu: "Bunun ne olduğunu bile bilmiyoruz,
O onun yorgun olup olmadığını sorduğunda, O "evet" dedi.
Soru ciddiydi, ama o şakayla karışık cevapladı.
Tom gülümsedi ama cevap vermedi.
Tom soruma cevap verdi.
- Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
- Onun bürosuna tekrar tekrar telefon ettim fakat kimse cevap vermedi.
Anne çocukları birbiri ardına adlarıyla çağırdı, ancak hiçbiri cevap vermedi.
Tom, Mary'nin e-postasını yanıtladı.
Onlara akşam yemeğinin nasıl olduğunu sordum ama hiç kimse bana cevap vermedi.
Napolyon bile onun çok şiddetli olup olmadığını merak etti, Soult cevap verdi, “
Telefon çaldı, ama kimse onu yanıtlamadı.
Bir kelebek bir kalbe: „Nerede huzur bulabilirim?“ diye sormuştu. Kalp: „Kendi içinde,“ diye cevap vermişti.
O cevap vermedi.
Ama Saint-Helena'da sürgünde olan Napolyon'dan en iyi generalini seçmesi istendiğinde,
"Görünüşe bakılırsa kırsal kesimi iyi biliyorsun." Tom gülümseyerek "sanırım öyle" diye cevap verdi.
O, zilin çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.
Reaksiyonumu dikkatle izlerken, "onu tanımam gerekiyor mu?" diye sordum. "Sanmıyorum" diye yavaşça cevap verdi.
"Ne! Sen hâlâ o adamla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: "Ne yapabilirim! Onu seviyorum!"
Ve sordular: „Neresi daha karanlık bu alemin?“ Ve ben cevap verdim: „Sevginin olmadığı her yer.“
patron olan Napolyon'a olan bağlılığını sorguladığında , Berthier, "Unutma ki bir gün Bonaparte'a ikinci olmanın iyi bir şey olacağını unutma."
"Ben de seni seviyorum" diye yanıtladı Peri, "ve benimle kalmak istersen, benim küçük erkek kardeşim olabilirsin ve ben de senin küçük kız kardeşin olurum".
"Sorun ne?" diye sordu Ruh. "Hiçbir şey," dedi Scrooge. "Hiçbir şey. Dün gece kapımda noel şarkısı söyleyen bir çocuk vardı. Ona bir şey vermek istedim: Hepsi bu."