Examples of using "Besprechen" in a sentence and their turkish translations:
Onlar sorunu tartışıyorlar.
Bizim birçok şeyi tartışmamız gerekiyor.
Seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Seninle bir şey hakkında konuşabilir miyim?
Tartışacak çok şey var.
Durumu görüşmemiz gerek.
- Bunu tartışmak istemiyor musunuz?
- Onu tartışmak istemiyor musun?
Tartışacak ne var?
Seninle konuşmak istiyorum.
O problemi daha sonra tartışalım.
Viviana'nın tartışacak önemli sorunları var.
Tartışacak önemli konularımız var.
Bir şey hakkında Tom'la konuşmam gerek.
Tartışacak çok şeyimiz var.
Bunu Tom'la tartışmak istiyorum.
Meseleyi yarın tartışacağız.
Meseleyi şimdi tartışalım.
Bugün tartışacak çok şey var.
Görüşecek önemli bir meselemiz var.
Bunu öğle yemeğinde tartışalım.
Biz bunu Tom'la tartışmalıyız.
Bunu özel olarak tartışmalıyız.
Tom ve Mary durumu görüşüyorlar.
Tom ve Mary problemi tartışıyorlar.
Bunu başka bir zaman tartışabilir miyiz?
Tom'la tartışacak önemli bir şeyim var.
Bunu patronunla görüşmek isterim.
Onlar tartışmamız gereken konular.
Onlarla sorunu tartışalım.
Bunu Tom'la tartışmak istiyorum.
Tom'la konuşacak kişisel bir şeyim var.
Seninle görüşecek kişisel bir şeyim var.
Meseleyi Tom'la tartışacağım.
Seçeneklerimizi tartışalım.
Görüşmemiz gereken bir sürü şeyimiz var.
Benim sizinle konuşacak bir şeyim var.
Tom Mary ile sorunu görüşmek istiyor.
Tartışmamız gereken bazı şeyler var.
Konuyu babamla tartışacağım.
Tom onu ebeveynleriyle tartışmalıydı.
Onlar çok önemli bir konuyu tartışıyor görünüyordu.
Tom konuyu benimle konuşmalıydı.
- Seninle sorunu ayrıntılı olarak konuşacağım.
- Seninle sorunu ayrıntılı olarak görüşeceğim.
Bunu özel olarak tartışmamız gerektiğini düşünüyorum.
Tom'a bundan bahsetmemiz gerektiğini düşünmüyor musun?
Kahve içerken konuşalım.
Seninle tartışmak istediğim başka bir şey var.
ancak Napolyon ile meseleyi çözemedi.
Bunu daha sonra konuşacağız.
Kahve içerken sohbet edelim mi?
Senin aşk problemlerini okuldan geri dönerken tartışalım.
Seninle görüşmek istediğim birçok şey var.
Yüz yüze görüşmek istiyor, söyleyecekleri varmış.
Sorunlarım hakkında konuşacak bir arkadaşım yok.
O her zaman bir şey tartışmak için hazır görünüyordu ve çok hoşgörülüydü.
Tom meseleyi görüşmek için seninle buluşmak istiyor.
Bugün bu konu hakkında konuşacağımızı asla düşünmedim.
Gerçekten onu tartışamam.
Hakkında konuşacak bir şeyimiz yok.
Dün bunu seninle konuşmak istedim ama sen dinlemek istiyor gibi görünmüyordun.
Onlar sorunlarını henüz çözemediler ama en azından onları ele alıyorlar.
Onu şimdi tartışmak yersiz olurdu.
Onu Tom'la tartışmak zorunda kalacaksın.
Kaplıcalarda bir bardak şarap içerken bunu görüşelim.
Yarın ne olacağı hakkında seninle konuşmam gerekiyor.
Biraz geç olduğunu biliyorum ama şimdi uğramamın bir sakıncası var mı? Seninle tartışmam gereken bir şeyim var.