Examples of using "Repariert" in a sentence and their turkish translations:
Bunu düzelttim.
O tamir edilmeli.
- Tom buzdolabını tamir ediyor.
- Tom buzdolabını onarıyor.
Tom bisikletini tamir ediyor.
Dün bisikleti tamir ettim.
Köprü tamir ediliyor.
O kendi arabasını tamir eder.
Bu bisikletin onarılması gerekiyor.
- Bu sandalyenin tamir edilmesi gerekiyor.
- Bu sandalye tamir edilmeli.
- Kol saatimin tamir edilmesi gerekiyor.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.
Bu saat tamir edilmeli.
Sandalye onarılmalı.
Onun arabası henüz tamir edildi.
Araban şimdi tatil edildi.
Arabamın onarıma ihtiyacı var.
Birçok şeyin düzeltilmeye ihtiyacı var.
Bu muhtemelen tamir edilebilir.
Arabayı tamir ederdim.
- Bu arabanın tamire ihtiyacı var.
- Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.
Bu taburenin onarılması gerekiyor.
Tom Mary'nin arabasını onardı.
Babam bozuk bisikletimi tamir ediyor.
Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
O, bilgisayarları nasıl tamir edeceğini bilir.
O, bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
Mary bilgisayarların nasıl onarılacağını bilir.
O, saati benim için tamir etti.
Hiç arabanı kendin tamir ettin mi?
Onu nasıl tamir edeceğimi bilmiyorum.
Araba benim tarafımdan tamir edilirdi.
- Onun için radyoyu tamir ettim.
- Onun için radyoyu onardım.
Sarılırken birbirini onarırsın!
Onu sadece üç gün önce tamir etmedin mi?
Onlar, arabalarını tamir ettiğim insanlardır.
Yol onarımdadır.
Arabamı onardığın için teşekkür ederim, Tom.
Su borularına bakmaları gerek. Tıkanmış.
Tom arabasını onarıyor.
Sana bir bilgisayarı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
Arkadaşlarımdan biri dün bisikletimi tamir etti.
Asansör tamir edildiği için merdiveni kullanmak zorundayız.
Sorun şu ki kadın cinselliği bir hapla düzeltilemez.
Bob amcam saatimi tamir etti. Şimdi iyi çalışıyor.
Arabam tamir ediliyor.
Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.
Ben onu zaten düzelttim.
Saatimi onardım ama yine bozuldu.
Dün bozulan arabam henüz tamir edilmedi.
En kısa sürede bu arabayı tamir ettirmek istiyorum.
Amcam Bob saatimi tamir etti ve o artık zamanı doğru söylüyor.
Babam kırık sandalyeleri onarıyor.
Bu saatin tamir edilmesi gerekiyor. O günde 20 dakika ileri gidiyor.
O, bir bilgisayarı nasıl bozacağını bilir fakat nasıl tamir edeceğini bilmez.
Bir televizyonu tamir etmeye çalışmak onu izlemkten daha öğreticidir.
O, arabayı tamir ediyordu ve ben eve vardığımda yorgun görünüyordu.
Arabam bu sabah bozuldu ve cuma gününe kadar tamir edilmeyecek.
Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
Termostatı tamir ettin mi?
Onun ne zaman tamir edileceğini bilmiyorum ama ya Tom ya da Mary oldukça yakında onu tamir edecek.