Examples of using "Weg" in a sentence and their turkish translations:
Uzak dur.
gitti
Uzak dur!
Bir şey atma.
Tom kaçtı.
Ayrılmayın!
Onlar gitmişti.
Hadi!
Ona dokunma.
- Yüzünü yana çevir.
- Başka yere bak.
Defol.
Sadece onu fırlat.
Ondan uzak durun.
Bugün gitmene gerek var mı?
Kitaplarını yerine koy.
O kutuyu götür!
Onu dışarı atma.
Sadece onları başından at.
İlerliyor muyuz?
Yolu biliyor musun?
Sen benim yolumdasın.
burdan gidin buyun
Uzaklara gitme.
Al götür.
Tom gitti.
Tom arabayla uzaklaştı.
Bana müsaade.
O, bakışlarını çevirdi.
Sadece git buradan.
Defol, Tom.
Uzaktaydım.
Onlar uzaklara gittiler.
O uzaklaştı.
Tom yüzünü yana çevirdi.
Tom uzaklaştı.
Onlar arabayla uzaklaştılar.
Onlar gittiler mi?
Allah aşkına benden uzak dur.
Onlar gitti.
Tom kaçıyor mu?
Kendi yolunu git!
Gitme!
Benden uzak dur!
Bu sözü görmezden gelin.
Ne kadar süre gideceksin?
Sen çok uzakta oturuyorsun.
- Ne kadar zamandır yoktunuz?
- Ne kadardır yoktun?
Sen yolumda duruyorsun.
- Ben senin yolunda mıyım?
- Engel olmuyorum ya?
- Sana mâni olmuyorum, değil mi?
Lütfen bu sandalyeleri bir kenara koy.
O, oyuncaklarını kaldırdı.
Ona yolu gösterdi.
Yolu biliyorsun, değil mi?
Lütfen bu sandalyeleri bir kenara koy.
Mutluluğa giden bir yol yoktur. Mutluluğun kendisi yoldur.
Hırsız kaçtı.
Yol çitlerle sınırlanmıştır.
Yol bozuk.
Köpek uzaklaştı.
O daha önce gitti.
Ekmeği yerine koy.
Baş ağrım geçti.
Ağrı gitti.
Yol aç.
Paris uzak mı?
O çok uzak mı?
Hangi yoldan gideceğiz?
Onlar ayak altındalar.
Yüzüğüm kayboldu.
Bizim para bitti.
Tom'un arabası gitmiş.
Silahını yere at.
Ben kaçamam.
Neden Tom gitmek zorunda?
Güney Afrika çok uzaktır.
Şans gitti.
Yol uzun.
Ben yolu biliyorum.
Tom'un anahtarları kayıp.
O, yolu biliyor.
O yolu biliyor.
- Aşk bir yolunu bulur.
- Aşk bir yolunu bulacak.
- Boston uzakta mı?
- Boston uzak mı?
Oyuncaklarını bir kenara bırak.
O bıçağı bir kenara bırak.
Bu yüzden mi ayrılıyorsun?
Kaybol!
Asker uzaklaşıyor.
Gerçekten gitmek zorundayım.
Tom çabucak terk etti.
Tom çok uzakta.