Examples of using "Verwechselt" in a sentence and their turkish translations:
Yanlış kapıya gittim.
Özür dilerim. İkinizi karıştırdım.
O, şekeri tuz sandı.
O, hatalı görünüyor.
O bazen hayal ve gerçeği karıştırır.
Tümdengelim ve Tümevarım sık sık karıştırılır.
Mary'yi Alice sanmıştım.
Hep şekerle tuzu karıştırırdı.
Küçük erkek kardeşiyle karıştırıldı.
Beni biriyle karıştırmış olmalısınız.
Sarkazm, kinizmle karıştırılmamalıdır.
- Beni sık sık erkek kardeşime benzetirler.
- Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.
- Çoğunlukla beni kardeşimle karıştırırlar.
- Ben sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.
Margarini tereyağı ile karıştırdın mı?
Beni başka biriyle karıştırdığını düşünüyorum.
Bu iki kelime kolayca karıştırılır.
- Beni ağabeyimle karıştırmış görünüyorsun.
- Beni ağabeyimle karıştırdınız herhalde.
Sanırım beni başka biriyle karıştırdınız.
Biz ikiziz. İnsanlar genellikle beni erkek kardeşimle karıştırıyor.
- Çorban tatlı olmuş. Tuzu şekerle mi karıştırdın?
- Çorban tatlı. Tuz ve şekeri karıştırdın mı?
Yine İslamiyetle karıştırılan bir olaydır bu
Onun beni kız kardeşimle karıştırdığına eminim.
Onu Bay Brown zannettim.
Onu kız kardeşi ile karıştırdım. Onlar çok benziyor.
Avusturya ile Avustralya'yı karıştırma.
Yıldızbilimini gökbilimi ile karıştırma.
Ken seni ben zannetti.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- Biri "olmamalı" ile "gerek yok"u karıştırmamalıdır.
- Biri "must not" ile "need not"ı karıştırmamalıdır.