Examples of using "Verteidigen" in a sentence and their turkish translations:
Kendimi savunmak zorundaydım.
Kendimi savunmak zorundayım.
Ben Tom'u koruyacağım.
Kendinizi savunun.
Tom kendisini savunamadı.
Biz ülkemizi savunacağız.
Tom kendisini savunamadı.
Tom kendini nasıl savunacağını öğrenmek istiyordu.
Her insanın kendini savunma hakkı var.
Onun mantığı herhangi bir şekilde savunulamaz.
İnsanların kendilerini savunma hakları vardır.
Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.
Tom kendini nasıl savunacağını öğreniyor.
ama rahatsız edilir veya kışkırtılırlarsa kendilerini savunurlar.
birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek
Harika bir adam tarafından icat edilen bir sistem küçük olanlar tarafından savunulabilir.
Tom kendini nasıl savunacağını biliyor.
Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
Varşova'yı savunmak için geri çekildi ve Eylau ve Friedland'ın büyük savaşlarını kaçırdı.
Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.
Ölüler gitti, onlar kendilerini savunamazlar. Yapılacak en iyi şey onları rahat bırakmaktır!
orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.