Examples of using "Unterschreiben" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen burayı imzalayın.
Burayı imzalayın, lütfen.
Oraya adınızı imzalayın.
Sadece burayı imzalayın.
Bunu imzalamayacağım.
Bunu imzalar mısın?
Burayı imzalar mısınız?
Ben bir şey imzalamıyorum.
Ben bir imza alabilir miyim?
Buraya sadece imza atacaksınız.
Onu imzalamak istemiyorum.
Onların imzalamanı istediği bir rapor var.
Bunu imzala.
Birçok çift günümüzde evlilik anlaşması imzalıyor.
Lütfen sözleşmede adınızı imzalayın.
Bu kağıdı imzalar mısın?
Tom adını imzalamayı unuttu.
O, sözleşmeyi imzalamak zorunda bırakıldı.
Lütfen bu satıra imza at.
Sözleşmeyi kurşun kalemle imzalama.
Bir itiraf imzalamamalıydın.
Lütfen bu belgeyi imzalar mısın?
- Anlaşmayı cebren imzaladı.
- Anlaşmaya isteği dışında imza attırıldı.
- Anlaşma ona rızası dışında imzalattırıldı.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
- Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- Tüm yapmanız gereken bu kağıdı imzalamaktır.
Mektubu imzalaması için onu zorladılar.
O, belgeleri imzalamayı reddetti.
Tom'un evrakları imzalamasını istedim.
Kağıdın sonunda isminizi imzalayın.
Tom çeki imzalamayı unuttu.
- Tom belgeleri imzalamayı kabul etmedi.
- Tom evrakları imzalamayı reddetti.
Kurşun kalemle imzalayamazsınız.
Yeni kontratı Tom'a imzalattım.
Şurayı imzalamanızı rica ediyorum.
Burayı imzalamaktan başka bir şey yapmanız gerekmiyor.
Sözleşmeyi imzala.
Onlar beni ismimi imzalamam için zorladılar.
Bu çekin arkasını yaz.
Tom sözleşmeyi imzalamayı reddetti.
"Anne, bunu imzalamalısın." "Onu okuyayım." Hayır, o tamam. Okumana gerek yok."
- Bu çizginin üstünü imzalayın.
- Bu satırın üstüne imza atınız.
- Bu satırın üstüne imza atın.