Translation of "Tokyo" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Tokyo" in a sentence and their turkish translations:

- Tokyo ist die Hauptstadt von Japan.
- Tokyo ist Japans Hauptstadt.

Tokyo Japonya'nın başkentidir.

- Der Jet landete in Tokyo.
- Das Düsenflugzeug landete in Tokyo.

Jet Tokyo'da indi.

Er ist in Tokyo.

- Tokyo'da.
- O Tokyo'da.

- Er ist gestern in Tokyo angekommen.
- Er kam gestern in Tokyo an.

Dün Tokyo'ya vardı.

Er geht oft nach Tokyo.

O, sık sık Tokyo'ya gider.

Er lebt gerne in Tokyo.

O Tokyo'da yaşamayı seviyor.

Tokyo ist eine riesige Stadt.

Tokyo büyük bir şehir.

Allerlei Menschen leben in Tokyo.

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

Mein Bruder lebt in Tokyo.

Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.

Tokyo ist größer als Yokohama.

Tokyo Yokohama'dan büyüktür.

Tokyo heißt übersetzt "östliche Hauptstadt".

Çevirdim, "Tokyo" "Doğu sermaye" anlamına gelir.

Nagoya liegt zwischen Tokyo und Osaka.

Nagoya Tokyo ve Osaka arasındadır.

- Dort ist Tokyo.
- Da ist Tokio.

Tokyo orada.

Ich lebe in Akasaka in Tokyo.

Tokyo, Akasaka'da yaşıyorum.

Ich fahre jeden Tag nach Tokyo.

Her gün Tokyo'ya giderim.

Er kam gestern in Tokyo an.

Dün Tokyo'ya vardı.

War es gestern in Tokyo bewölkt?

Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu?

Er ist gestern in Tokyo angekommen.

Dün Tokyo'ya vardı.

Sie wird morgen nach Tokyo aufbrechen.

O yarın Tokyo'ya hareket edecek.

Er wird morgen nach Tokyo aufbrechen.

O, yarın Tokyo'ya hareket edecek.

„Kyoto“ ist ein Anagramm von „Tokyo“.

Kyoto Tokyo'nun bir anagramıdır.

Tokyo ist die Hauptstadt von Japan.

- Tokyo, Japonya'nın başkentidir.
- Tokyo Japonya'nın başkentidir.

London ist, verglichen mit Tokyo, kleiner.

Londra, Tokyo'ya kıyasla daha küçüktür.

Die Konferenz wird übermorgen in Tokyo stattfinden.

Konferans öbür gün yapılacak.

Die Tomei Autobahn verbindet Tokyo mit Nagoya.

Tomei Otoyolu, Nagoya ile Tokyo'yu bağlar.

Wie lautet die Telefonnummer vom Tokyo Dome?

Tokyo Dome için telefon numarası nedir?

Ich soll nächste Woche nach Tokyo fahren.

Gelecek hafta Tokyo'ya gitmem gerekiyor.

Man sagt, sie werden Tokyo bald verlassen.

Onların yakında Tokyo'dan ayrılacakları söyleniyor.

Er geht morgen nach Tokyo, nicht wahr?

Yarın Tokyo'ya gidecek, değil mi?

Nächste Woche werden wir nach Tokyo gehen.

- Önümüzdeki hafta Tokyo'ya gideceğiz.
- Önümüzdeki hafta Tokyo'ya gidiyoruz.

Warst du schon mal im „Tokyo Dome“?

Hiç Tokyo Dome'de bulundun mu?

Meine Schwester wird nächstes Jahr nach Tokyo gehen.

Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

Wir brauchten zwei Stunden, um Tokyo zu erreichen.

Tokyo'ya varmamız iki saat aldı.

Du hast den Tokyo Tower schon gesehen, oder?

Tokyo Tower'ı gördün, değil mi?

Die Mitsubishi Bank fusionierte mit der Tokyo Bank.

Mitsubishi Bank, Tokyo Bank ile birleşti.

Planst du, mit dem Bus nach Tokyo zu fahren?

Tokyo'ya otobüsle gitmeyi mi planlıyorsun?

Er reiste mit dem Flugzeug von Tokyo nach Osaka.

O, uçakla Tokyo'dan Osaka'ya gitti.

Dieser Lastwagen transportiert frische Lebensmittel von Aomori nach Tokyo.

Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.

Wissen Sie wie hoch die Einwohnerzahl von Tokyo ist?

Tokyo'nun nüfusunun ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı?

Sie wird zu Beginn des nächsten Monats in Tokyo ankommen.

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya gidecek.

Können Sie mir sagen, wie ich zum Tokyo Tower komme?

Tokyo Kulesi'ne giden yolu söyler misiniz?

Ich wurde in Osaka geboren, bin aber in Tokyo aufgewachsen.

Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.

Er wird im Juni Tokyo verlassen und nach Kansai kommen.

Haziran ayında Tokyo'dan ayrılacak ve Kansai'ye gidecek.

Tokyo ist, wie du weißt, eines der Finanzzentren der Welt.

Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.

Er hat seinen Abschluss an der Universität von Tokyo gemacht.

O, Tokyo Üniversitesinden mezun oldu.

- Sie ist kleiner als Tokyo.
- Es ist kleiner als Tokio.

Tokyo'dan daha küçük.

Die Bevölkerung von New York ist kleiner als die von Tokyo.

New York'un nüfusu Tokyo'nunkinden daha küçüktür.

Wir brauchten zwei Stunden, um Tokyo mit dem Zug zu erreichen.

Trenle Tokyo'ya gitmek iki saatimizi aldı.

Er hat sich heute Morgen auf den Weg nach Tokyo gemacht.

O, bu sabah Tokyo'ya yola çıktı.

- Warum bist du nach Tokyo gegangen?
- Warum bist du nach Tokio gegangen?

Niçin Tokyo'ya gittin?

Die Bevölkerung von Tokyo ist viermal so groß wie die von Yokohama.

Tokyo'nun nüfusu Yokohama'nın 4 katı kadardır.

- Sie rief mich aus Tokyo an.
- Sie hat mich aus Tokio angerufen.

O beni Tokyo'dan aradı.

- Nagoya liegt zwischen Tokyo und Osaka.
- Nagoya liegt zwischen Tōkyō und Ōsaka.

Nagoya Tokyo ve Osaka arasında yer almaktadır.

Ich kam vor drei Jahren nach Tokyo und seither habe ich hier gelebt.

3 sene önce Tokyo'ya geldiğimden beri burada yaşıyorum.

Angeblich wohnt er in Nagano. Was macht er dann am Bahnhof von Tokyo?

- Nagano'da yaşıyor olduğunu zannetti. O, Tokyo istasyonunda ne yapıyordu?
- Onun Nagano'da yaşaması gerekiyor. Tokyo İstasyonunda ne yapıyor?

- „Wo wohnen Sie?“ – „Ich wohne in Tokyo.“
- "Wo wohnst du?" "Ich wohne in Tokio."

- "Nerede yaşıyorsunuz?" "Tokyo'da yaşıyorum."
- "Nerede yaşıyorsun?" "Tokyo'da yaşıyorum."

Bevor wir nach Tokyo gekommen sind, haben wir zehn Jahre lang in Osaka gewohnt.

Tokyo'ya gelmeden önce Osaka'da on yıl yaşadık.

- Die Lebenshaltungskosten sind sehr hoch in Tokio.
- Die Lebenshaltungskosten in Tokyo sind sehr hoch.

Tokyo'da yaşamanın maliyeti çok yüksek.

- Fährst du mit dem Bus nach Tokio?
- Wirst du mit dem Bus nach Tokyo fahren?

Tokyo'ya otobüsle mi gideceksiniz?

- Tokio ist eine große Stadt.
- Tokyo ist eine große Stadt.
- Tōkyō ist eine große Stadt.

Tokyo büyük bir şehir.

- Es gibt einen Direktflug von Tokyo nach London.
- Es gibt einen Direktflug von Tokio nach London.

Tokyo'dan Londra'ya doğrudan bir uçuş var.

- Ich hoffe, wir sehen uns, wenn du das nächste Mal in Tokyo bist.
- Ich hoffe, euch zu sehen, wenn ihr das nächste Mal in Tokio seid.
- Ich hoffe, Sie zu sehen, wenn Sie das nächste Mal in Tokio sind.

- Bir daha Tokyo'ya geldiğinde umarım görüşürüz.
- Umarım bir dahaki kez Tokyo'da olduğunda seni görürüm.