1. Home
  2. Translation in context
  3. German-Turkish
  4. Todesstrafe

Translation of "Todesstrafe" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Todesstrafe" in a sentence and their turkish translations:

Auf Mord steht die Todesstrafe.

Cinayet ölümle cezalandırılır.

Wir sollten die Todesstrafe abschaffen.

Ölüm cezasını yürürlükten kaldırmalıyız.

Dem Mann droht die Todesstrafe.

Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.

Ich werde die Todesstrafe abschaffen.

Ölüm cezasını kaldıracağım.

Wir müssen die Todesstrafe abschaffen.

- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız

Sein Verbrechen verdiente die Todesstrafe.

- Onun suçu ölüm cezasını hak etti.
- İşlediği suç ölüm cezasına layıktı.

- Auf dieses Verbrechen steht die Todesstrafe.
- Dieses Verbrechen kann mit der Todesstrafe geahndet werden.

- O suç ölümle cezalandırılır.
- O suçun cezası ölümdür.

Viele Länder haben die Todesstrafe abgeschafft.

Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.

Die Todesstrafe ist endgültig und unumkehrbar.

Ölüm cezası nihai ve geri döndürülemez.

Ich dachte, die Todesstrafe sollte abgeschafft werden.

Ölüm cezasının kaldırılmasını düşündüm.

Die meisten Franzosen sind gegen die Todesstrafe.

Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.

Er trat dafür ein, die Todesstrafe abzuschaffen.

O, ölüm cezasının kaldırılmasını savundu.

Die Todesstrafe ist in diesem Lande wiedereingeführt worden.

Ölüm cezası bu ülkeye geri getirildi.

Tom hätte auf jeden Fall die Todesstrafe bekommen sollen.

Tom kesinlikle ölüm cezası almalıydı.

Fünf von Neys Marschallkollegen gehörten zu einer großen Mehrheit, die für die Todesstrafe stimmten.

Ney'in beş Mareşali, ölüm cezasına oy veren büyük çoğunluk arasındaydı.

In den 90er Jahren haben Irland, Ungarn, Rumänien, Tschechien, die Slowakei, die Schweiz und Georgien die Todesstrafe abgeschafft.

90'lı yıllarda; İrlanda, Macaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, İsviçre ve Gürcistan'da ölüm cezası kaldırıldı.

Der verurteilte Drogendealer war gewillt, sich den Behörden zu fügen, um seine Todesstrafe zu einer lebenslänglichen Freiheitsstrafe zu vermindern.

Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.