Examples of using "Taub" in a sentence and their turkish translations:
Sen sağır mısın?
Tom sağır.
Ben sağırım.
O sağırmış numarası yapıyor.
Sağır değilim.
O da sağırdı.
Tom neredeyse sağır.
- Amcam sağır.
- Dayım sağır.
- Eniştem sağır.
Tom sağır galiba.
Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?
Benim sağ elim uyuşmuş.
Sağır oluyor olmalıyım.
Kadın neredeyse sağır.
Sol elim uyuşuk.
Ben sağır değil körüm.
Tom yaşlı ve sağır.
Yüzücüler soğuktan uyuşmuştu.
Benim bahanelerimi duymazdan geliyordu.
O beni duymazdan geliyor.
O, kör sağır ve dilsizdi.
Ben sağırım.
Helen Keller kör ve sağırdı
Tom'un bir kulağı sağır.
Bir kulağım sağır.
Tom'un sağır olduğunu biliyorum.
Tom neredeyse sağır, değil mi?
Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.
Hiçbir şey duyamıyorum. Ben sağırım.
Kaza sonucu sağır oldu.
Tom sağırmış gibi davrandı.
Tom sol kulağından sağırdır.
Sadece sana söyledim. Sağır mısın?
İşitme engelliyim ve duyabilen insanları anlamıyorum,
Ellerim soğuktan uyuştu.
Sol kulağı tamamen duymuyor.
Böyle bağırma, o, sağır değil.
Tom'un tek kulağı sağır, değil mi?
Tom işitmesini kaybetti.
Tom bana Mary'nin sağır olduğunu düşündüğünü söyledi.
Parmaklarım o kadar üşümüş ki onlar uyuşmuş.
Tom sağır olmaya başlıyor.
Anlayabilir ama konuşamaz.
Onun bana geri ödemesini istediğimde, duymazdan gelir.
Elim soğuktan o kadar uyuşmuş ki parmaklarımı hareket ettiremiyorum.