Translation of "Steine" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Steine" in a sentence and their turkish translations:

- Werft keine Steine.
- Wirf keine Steine.

Taşları atmayın.

Steine ​​im Bau verwendet

inşaatında kullanılan taşlar

Steine können nicht schwimmen.

Taşlar yüzmez.

Spiele ich heute 3 Steine?

bugün 3 taş oynar mıyım?

Bei der Untersuchung dieser Steine

bu taşlarda yapılan incelemede

Manche Leute sammeln tatsächlich Steine.

Bazı insanlar aslında kayalar toplarlar.

Mahjongg-Steine sind sehr schön.

Mahjong taşları çok güzeller.

Tom warf Steine ins Wasser.

Tom suya taşlar fırlatıyordu.

Schmeiß keine Steine ins Schwimmbecken.

- Yüzme havuzuna taş atma.
- Yüzme havuzuna taş atmayın.

Ich hob große Steine empor.

Büyük taşlar kaldırdım.

Man muss die Steine vorsichtig umdrehen.

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Keine Steine in den Fluss werfen!

Kayaları nehre fırlatmayın.

Hier gibt es Steine im Überfluss.

Burada fazlasıyla kaya var.

Ich sammle gerne Steine am Strand.

Sahildeki taşları toplamayı severim.

- An Steinen herrscht kein Mangel.
- Der Steine sind viele.
- Hier gibt es Steine im Überfluss.

Çok kaya var.

Aber manchmal waren 3 Steine ​​sehr angenehm

ama bazen de 3 taş çok zevkliydi

Die Demonstranten warfen Steine auf die Polizei.

Protestocular polise taş attı.

Dann, nachdem diese Steine ​​aus Magma herausgekommen waren

daha sonrasında ise o kayaçlar magmadan çıktıktan sonra

Die Steine, die beim Bau dieser Pramiten verwendet wurden

bu pramitlerin inşaatında kullanılan taşların

Achte auf große und kleine Steine auf der Straße!

Yoldaki büyük ve küçük taşlar için dikkatli ol!

Man muss allerdings vorsichtig sein, wenn man die Steine umdreht.

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

In dem im japanischen Stil angelegten Garten sind schön arrangierte Steine.

Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.

Tom sah Maria dabei zu, wie sie Steine ins Wasser warf.

Tom Mary'nin taşları suya atışını izledi.

Wichtige Steine ​​wurden von wichtigen Orten gebracht, die älter sind als Sie

kendinden daha eski olan önemli yerlerden önemli taşlar getirtildi

Der große Pramit, der später gebaut wird, verwendet durchschnittlich zweieinhalb Millionen Steine.

daha sonra inşaat edilcek olan büyük pramitte ise ortalama iki buçuk milyon taş kullanılıyor

Etwa 100 Muscheln und Steine sammelte... …und seine Arme über seinem verletzlichen Kopf verschränkte.

belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

- Tom wurden viele Hindernisse in den Weg gestellt.
- Tom wurden viele Steine in den Weg gelegt.

Tom'un yoluna pek çok engeller kondu.

Das ist alles was es sein kann. Wenn wir diese Steine ​​alle 4 Minuten legen, dauert der Bau 20 Jahre.

işte bunların hepsi olabilir. Bu taşları her 4 dakika bir yerleştirirsek işte inşaatı 20 yıl sürüyor

Die Steine ​​wurden auf die Spitze des Hügels verschoben, und nach Abschluss des Baus wurde der äußerste Spiralteil zerstört und wird zu dem, was er heute ist.

taşlar kaydırılarak tepeye kadar çıkarılıyordu inşaat bittikten sonra ise en dış sarmal kısım yıkılarak bugün ki halini alıyor

Tom warf mitten in der Nacht Steine an Marias Fenster, damit sie auf ihn aufmerksam würde, aber anstelle dessen warf er ihr Fenster letztlich ein, und Marias Vater rief die Polizei.

Tom onun dikkatini çekmek için gecenin ortasında Mary'nin penceresine taşlar attı fakat bunun yerine onun camını kırarak sonuçlandı ve Mary'nin babası polisi aradı.