Examples of using "Schwäche" in a sentence and their turkish translations:
Bir zayıflığım var.
Ann'in çikolataya zafiyeti var.
Onun güçsüzlüğünden yararlanıyorsunuz.
En büyük zayıflığınız nedir?
İnsanın kibri, onun zayıflığıdır.
Kuşku güçsüzlüğün bir işaretidir.
Tom'un güzel kızlara dönük bir zayıflığı vardır.
Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür.
Onun en büyük kuvveti en büyük zayıflığı hâline geldi.
Her şeye inanmak zayıflıktır ve hiçbir şeye inanmamak aptallıktır.
Duygularını ifade etmek, zayıflık belirtisi değildir.
Sen en büyük zayıflığımı keşfettin: dayanılmaz ağrı.
Erkekler duyguları ifade etmeyi bazen bir zayıflık işareti olarak algılarlar.
Tom asla hatalı olduğunu kabul etmez, çünkü onun bir zayıflık işareti olduğunu düşünür.
Hiçbir hata yapmamak ve hâlâ kaybetmek mümkündür. Bu bir zayıflık değil; Bu hayattır.