Translation of "Anne" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Anne" in a sentence and their turkish translations:

Anne hat keine Schwester.

Ann'in hiç kız kardeşi yok.

Anne hat viele Bewunderer.

Anne'nin pek çok hayranı var.

Sei kein Dummkopf, Anne!

Aptal olma, Anne.

Anne stürmte in die Küche.

Anne mutfağa daldı.

Anne Bonney war eine Seeräuberin.

Anne Bonny dişi bir korsandı.

Anne weigerte sich beharrlich zu gestehen.

Anne itiraf etmeyi kararlılıkla reddetti.

Anne hatte sich den Knöchel gebrochen.

Anne'in bileği kırılmıştı.

Anne hat ein wenig Geld bei sich.

Ann'in yanında biraz parası var.

Anne wird nicht auf unsere Party kommen.

Annne partimize geliyor olmayacak.

Ally spielt gerne mit ihrer Zwillingsschwester Anne.

Ally ikiz kız kardeşi Anne ile oynamayı seviyor.

Anne hat etwas auf die Tafel geschrieben.

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

Kate ist nicht so groß wie Anne.

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

Jim hat Anne mehrmals zu einem Date eingeladen.

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.

- Ann hat keine Schwester.
- Anne hat keine Schwester.

Ann'in bir kız kardeşi yok.

Anne hatte rote Haare und ein feuriges Temperament.

Anne'in kızıl saçları ve ateşli bir öfkesi vardı.

„Du darfst Green Gables nicht verkaufen!“ sagte Anne bestimmt.

Anne kararlı bir şekilde "Green Gables'ı satmamalısın" dedi.

Anne Shirley, was ist denn jetzt schon wieder los?

Anne Shirley, şimdi ne oldu?

Bob versuchte mit Anne zu sprechen, aber er konnte nicht.

Bob Anne ile konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.

Ich hoffe, dass du dich nun zu beherrschen suchst, Anne!

Umarım öfkeni kontrol etmeye çalışırsın, Anne.

Ich möchte wissen, warum du mir nicht gehorcht hast, Anne.

Bana neden itaat etmediğini bilmek isterim, Anne.

„Das ist ein Weihnachtsgeschenk für dich, Anne“, sagte Matthew schüchtern.

Matthew utanarak "Bu senin için bir Noel hediyesi, Anne" dedi.

Es hat keinen Sinn, jetzt vernünftig mit Anne sprechen zu wollen.

Anne'yi şimdi ikna etmeye çalışmanın yararı yok.

- Ann hat eine Schwäche für Schokolade.
- Anne hat eine Schwäche für Schokolade.

Ann'in çikolataya zafiyeti var.

„Ich glaube, du beschwindelst mich, Anne“, sagte sie scharf. „Ich weiß es!“

"Bana bir yalan söylüyor olduğuna inanıyorum, Anne" dedi keskin bir biçimde. "Senin yalan söylediğini biliyorum."

- Anne wird nicht auf unsere Party kommen.
- Anna kommt nicht auf unsere Party.

Anne partimize gelmeyecektir.

Anne, gehe auf dein Zimmer und bleibe dort, bis ich nach oben komme!

Anne odana git ve ben gelene kadar orada kal.

Anne Shirley, was hast du mit deinem Haar getan? Das ist ja grün!

Anne Shirley, saçlarına ne yaptın? Neden, yeşil!

Königin Anne schlug Newton 1705 zum Ritter. Er war der erste Wissenschaftler, der seiner Arbeit wegen den Ritterschlag erhielt.

Kraliçe Anne 1705'te Newton'u şovalye ilan etti. O, işi için şovalyö ilan edilen ilk bilim adamıydı.