Examples of using "Redner" in a sentence and their turkish translations:
- O iyi bir konuşmacı.
- O iyi bir spiker.
İyi bir konuşmacı değildi.
Tom iyi bir konuşmacı.
O büyüleyici bir konuşmacı.
Hoparlöre yakın dinledi.
Konuşmacı konudan uzaklaştı.
Spiker seyircilerin sessiz kalmasını rica etti.
O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.
Spiker kendini duyuramadı.
Spiker boğazını temizledi.
Seyirciler alkışlarla konuşmacıya tepki gösterdi.
Konuşmacı bazen notlarına başvurdu.
İyi bir dinleyici fakat kötü bir konuşmacı.
Bazı insanlar iyi konuşmacıdır ve diğerleri iyi dinleyicidir.
Konuşmacı, tanıtılacak kadar ünlü değildi.
Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri
Konuşmacı öyle söylediğinde seyirci kahkahalara boğuldu.
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.