Examples of using "Postamt" in a sentence and their turkish translations:
Postane kapalı.
Bu bir postane değil.
Postaneyi nerede bulabilirim?
Köyün bir postanesi yok.
Postane pazar günleri kapalı.
Postane şehir merkezinde.
Postane yarım mil uzaklıkta.
Bu yol seni postaneye götürecek.
Buraya yakın bir postane var mı?
Yaz tatili boyunca bir postanede çalıştım.
Ben benim adres değişikliğini postaneye bildireceğim.
- Caddenin sonunda bir postane var.
- Sokağın sonunda bir postane var.
- Postane nerededir?
- Postane nerede?
Tom bir mektup postalamak için postaneye gitti.
En yakın postane, Cavendon Road'dadır.
Eve giderken postaneye uğrayacağım.
Tom'un postanenin nerede olduğunu bildiğini sanmıyorum.
Postanede, posta gideceği yere göre sınıflandırılır.
Yaz tatilinde bir postanede çalıştım.
Lütfen bu koliyi postaneye götür.
Postane bugün kapalı.
Postaneye gidip yeni posta kodumuzun ne olduğunu sorun.
Postane sokağın aşağısında. Mutlaka görürsün.
- Köşe başında postane vardı.
- Bir zamanlar köşede bir postane vardı.
Eşya postaneye gönderildiğinde, mallar postanenin hatasından dolayı kayboldu.
Tom bana postaneye nasıl gideceğini sordu.
Az önce postanedeydim.
Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.