Examples of using "Halbe" in a sentence and their turkish translations:
Yarım saat geçti.
Tren her otuz dakikada bir çalışır.
Bu sadece hikayenin yarısı.
O yarım saat sürdü.
Lütfen yarım saat bekle.
Yarım saatim var.
Tom otuz dakika bekledi.
Ben yarım saattir bekliyorum.
O beni yarım saat bekletti.
Her otuz dakikada tıraş olur musun?
Her otuz dakikada tuvalete koşarım.
Postane yarım mil uzaklıkta.
O, beni yarım saat bekletti.
Tren otuz dakika geç kalmıştı.
Tom genelde uyuyordu.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon sözcük içeriyor.
O, bir ayda yarım milyon yen kazanmaktadır.
- Her gün yarım saat İngilizce çalışıyorum.
- Her gün yarım saat İngilizce çalışırım.
Lütfen bana yarım şişe şarap getirin.
- Oy pusulalarının sayımı yarım saat sürdü.
- Oy pusulalarının sayımı yarım saat aldı.
Tom yarım saat bekledi ve sonra gitti.
İyi bir soru zaten cevabın yarısıdır.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
"Ne kadar şarap satın aldın?" "Yarım şişe."
Sanırım bir yarım saat daha beklememiz gerektiğini düşünüyorum.
Filmin ilk otuz dakikasını kaçırdım.
Biz programın sadece otuz dakika gerisindeyiz.
Karar vermek için otuz dakikan var.
Bu problemi çözmem yarım saatimi aldı.
Okula yürüyerek gitmek yarım saatimizi alıyor.
Tom, Mary'ye yarım milyon dolarlık bir çek uzattı.
İşler başlamadan otuz dakika önce orada olmayı planlıyorum.
Okul evimden yarım millik yürüyüş mesafesinde.
Yarım milyon çocuk Nijer'de hâlâ yetersiz beslenme ile karşı karşıyadır.
Beş devasa F1 motoru , sadece iki buçuk dakikada yarım milyon galon gazyağı ve sıvı
Sizin otuz dakika neredeyse doldu.
İngilizcede tahminen yarım milyonun üzerinde sözcük var.
Seni beklerken, yarım şişe şarapla sarhoş oldum bile.
Doğru, daha ayakkabılarını giyememişken; yalan, dünyanın öbür ucuna gitmiştir bile.
Biz Tom'u otuz dakika kütüphanede bekledik ama o asla gelmedi.
Tom beni 30 dakikadan daha fazla bekletti.
Sanırım otuz dakika daha beklesek iyi olur.
Biz otobüs bekledik fakat o otuz dakikadan daha fazla süre geç kalmıştı, bu yüzden bir taksiye bindik.
İyi bir başlangıç, işin yarısıdır.
Bir Hamursuz Bayramı geleneğinde, "afikoman" denen yarım matsa ekmeği bir yere saklanır ve onu bulan çocuk pahalı bir hediye isteme hakkı kazanır.