Examples of using "Plaudern" in a sentence and their turkish translations:
Onlar sohbet ediyorlar.
Ben buradayım, bu yüzden sohbet etmek ister misin?
Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.
Seninle sohbet etmekten bir zevkti.
Kader, gel bir yanıma otur da hayatımla ilgili biraz sohbet edelim seninle, benim çünkü birkaç fikrim var daha!
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.