Examples of using "Picknick" in a sentence and their turkish translations:
- Pikniğe gidelim.
- Pikniğe gitsek ya.
Piknik yağmurdan dolayı iptal edildi.
O, pikniğe gitti.
Onlar piknik için yola çıktılar.
Piknikte eğlendik.
Önümüzdeki Pazar bir pikniğe gideceğiz.
Pikniğimiz böcekler tarafından berbat edildi.
Sahada bir piknik yaptılar.
Niçin Mary onunla pikniğe gidiyor?
Yağmurdan dolayı piknik iptal edildi.
Bu piknik için ideal hava.
Ormanda piknik yaptık.
- Pinikten hoşlanacağını düşünüyorum.
- Piknikten hoşlanacağınızı düşünüyorum.
Piknik için bir zaman ayarlayalım.
bir düğüne, konferansa ya da okula dönüş pikniğine giderdim
Tom ve arkadaşlarının üçü pikniğe gitti.
Hava dışında, iyi bir piknikti.
Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.
Bu, piknik için güzel bir yer.
Tom ve Mary nehrin yanında romantik bir piknik yaptı.
Piknik yağmur yüzünden spor salonunda gerçekleştirildi.
Hava güzel olduğundan, pikniğe gittik.
Sanırım her yıl burada bir piknik yapmalıyız.
Piknik yapmak için daha iyi bir yer düşünemedim.
Birlikte pikniğe gittiğimiz zamanı hâlâ hatırlayabiliyorum.
Piknikte kaç kişi olacağına dair bir fikrim yok.
Pikniğe gitmiyorsun ve bu sondur.
Önemli bir iş toplantısı olduğundan dolayı Tom bizimle pikniğe gidemedi.
Yağmura rağmen pikniğe gittik.
Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.
Tom ve Mary yağmur yağdığı için pikniğe gidemediler.