Translation of "Opa" in Turkish

Ich bin Opa.

Ben bir büyükbabayım.

Ich bin Toms Opa.

Ben Tom'un büyükbabasıyım.

Wo wohnt dein Opa?

Büyükbaban nerede yaşıyor?

Opa hat es mir gekauft!

- Dedem bana almış!
- Dedem onu bana aldı!

Mein Opa geht gerne wandern.

Dedem yürümeyi sever.

Herzlichen Glückwunsch zum Geburtstag, Opa!

Doğum günün kutlu olsun, büyükbaba.

Mein Opa hat einen Hund.

Dedemin bir köpeği vardır.

Diese zerbrochene Vase gehört meinem Opa.

Şu kırık vazo dedemin.

Mein Opa hat keinen Führerschein mehr.

Büyükbabamın artık bir ehliyeti yok.

Mein Opa hört ein bisschen schlecht.

- Dedem biraz ağır işitiyor.
- Dedem duymakta biraz zorluk çekiyor.

- Wir machen uns Sorgen um Oma und Opa.
- Wir machen uns um Oma und Opa Sorgen.

Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.

Auch der Opa hat kein Telefon dabei.

Dedede de telefon yok.

Mein Opa kann nicht ohne Stock gehen.

Büyükbabam bir baston olmadan yürüyemiyor.

- Mein Opa war Bauer.
- Mein Großvater war Landwirt.

Büyükbabam bir çiftçiydi.

Das Mädchen ist mit seinem Opa am Lesen.

Kız, büyükbabasıyla okuyor.

Mein Opa fährt nicht mehr mit dem Auto.

- Dedem araba kullanmıyor artık.
- Dedem artık araç kullanmıyor.

Wir machen uns Sorgen um Oma und Opa.

Büyükbabamız ve büyükannemiz hakkında kaygılanıyoruz.

- Wo wohnt dein Opa?
- Wo wohnt dein Großvater?
- Wo lebt dein Opa?
- Wo wohnt Ihr Großvater?
- Wo wohnt euer Großvater?

Deden nerede yaşıyor?

Nach Omas plötzlichem Tod begann Opa schnell zu altern.

Babaannenin ani ölümünden sonra, büyükbaba hızla yaşlanmaya başladı.

Mein Opa blies alle siebenundneunzig Kerzen auf seiner Geburtstagstorte aus.

Dedem doğum günü pastası üzerindeki 97 tane mumu üfledi.

Als wir aufwachten, hatte Opa schon frische Brötchen zum Frühstück geholt.

Biz uyandığımızda büyükbabam kahvaltı için taze çörekler getirmişti.

- Wie kochen Opa und Oma diesen Fisch?
- Wie kochen Großmutter und Großvater diesen Fisch?

Büyükanne ve büyükbaba nasıl balık pişiriyor?

- Mein Opa mag es, am Morgen einen Spaziergang zu machen.
- Meinem Großvater gefällt es, morgens spazieren zu gehen.

Büyükbabam sabah erkenden yürüyüş yapmayı sever.

- Mein Opa starb im gleichen Zimmer, in dem er geboren wurde.
- Mein Großvater starb im gleichen Zimmer, in dem er geboren wurde.
- Mein Großvater starb in demselben Zimmer, in welchem er geboren wurde.

Dedem doğduğu aynı odada öldü.