Examples of using "Offenbart" in a sentence and their turkish translations:
Ona ruhumu açtım.
...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.
ve ortaya da şu gündemler atılmakta
Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.
Sonunda, gerçek bizim için gözler önüne serildi.
Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda
Programcılar henüz dünya dışı varlıkları ortaya çıkarmadı.
Vikinglerin kendi efsanelerinde ortaya çıkan bir zihniyet.
O, sırrı ona söyledi.
- Tom sırrını bana anlattı.
- Tom bana sırrını söyledi.