Examples of using "Obwohl" in a sentence and their turkish translations:
Şu an çok az da olsa
Paradokslar olmasına rağmen
Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.
Tom yağmur yağmasına rağmen geldi.
ve toplam risk çoğalmaları nispeten küçük olmasına rağmen,
Bu moron saydığım kişiler
Tam bir kanıt olmasada
yaşamasına rağmen kimse bu guruplara komutanlık
Yorgun olmasına rağmen, çalıştı.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım.
İstememe rağmen yapamam.
vücudumun alt yarısını ele geçirmek istesen de,
İlk vizeme çalışsam da
seksek. İsmi bir o kadar saçma olsa da
biz tür olarak ikiye ayırsak da
İslami bir gelenek gibi görünse de
Günümüzde ise İslamiyet'e aykırı olmasına rağmen
O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
Natto kötü kokmasına rağmen, lezzetlidir.
Bitkin olduğum halde, işe devam ettim.
O yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
- Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneş çıkmış olmasına rağmen hava soğuktu.
Meşgul olmama rağmen Tom'a yardım ettim.
O, yoksul olmasına rağmen mutludur.
O, yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Onun kusurlarına rağmen ona düşkünüm.
O, çok yemek yemesine rağmen zayıf kalabiliyor.
Tom onun ebeveynlerinin istememesine rağmen bir dansçı oldu.
memeli olmasına rağmen kış uykusuna yatarlar mesela.
Çiftleşme gerçekleşeceği için çok heyecanlıydım
Paul zengin olmasına rağmen kibirli olmadı.
Çok fazla zayıf noktaları olmasına rağmen, ben ona güveniyorum.
Zengin olmasına rağmen, mutlu değil.
Çok geç olmasına rağmen, çalışmaya devam etti.
Yorgun olmama rağmen elimden geleni yaptım.
Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.
Onlar erkek kardeş olmalarına rağmen onlar küstü.
Pinokyo, tek başına olmasına rağmen, kendini cesurca korudu.
O, ondan hoşlanmasa bile onunla evlendi.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıkmak zorundaydım.
O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.
Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.
bu görüntüde ise her şey daha iyi gibi görünse de
yazsak da az yazmışız
Soult'un kendi davranışları övülse de, taburun yarısı zayiat verdi.
Hastalığına rağmen kız okula gitti.
Çalışkan bir işçi olmasına rağmen fakir kaldı.
O bir çocuktu, ama cesurdu.
60 yaşından fazla olmasına rağmen o hala genç görünüyor.
İkiz olmalarına rağmen, onların çok az ortak ilgi alanları var.
Herhangi bir yaşam belirtisi vermememe rağmen hayattayım.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
O zengin olmasına rağmen, oldukça basit giyinir.
Fransızca konuşmama rağmen onlar anlamadılar.
Meşgul olmama rağmen anneme yardım ettim.
Genç olmasına rağmen o olağanüstü bir doktor.
İnsanlar söyleyecek bir şeyleri olmamasına rağmen konuşurlar.
Güneşli bir gün olmasına rağmen hava soğuk.
O yalnız olmasına rağmen, o yalnız olduğunu düşünmüyordu.
Yemeği henüz yediğim halde hala açım.
Ebeveynleri istememesine rağmen Tom Mary ile evlenmeye karar verdi.
Eldiven takmama rağmen parmaklarım üşüyordu.
Hasta olmasına rağmen, okula gitti.
O onu artık sevmese bile Tom hâlâ Mary'yi seviyor.
iktidarı eleştirdiğinde iktidarı sevenler eleştirse de
O, soğuk olmasına rağmen ateşi yakmadı.
Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.
...yaklaşık 4 metre uzakta oturuyor olsalar bile.
Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.
Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
Beni hayal kırıklığına uğratmana rağmen sana kızmıyorum.
Biz sıkı çalışmamıza rağmen, Jane'i yenemedik.
Uzun boylu olmasına rağmen, kadınlar onu çekici buluyor.
50 yaşında olmasına rağmen, hâlâ nefes kesici.
Onun bir sürü kız arkadaşı olmasına rağmen o hala bir oyuncu değil.
Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.
O ağır bir kadın olmasına rağmen, o iyi dans etti.
ve çok tuzlu olsa da, harika besin maddeleri içerir.
bir kadın seviyor ve onunla evleniyor babası istememesine rağmen
engellemeye çalıştığı için övgü aldı - ancak başarılı olamadı.
Yaklaşık 600.000 adam… yarıdan az olsa da bunların bir kısmı Fransız'dı.
Onun evi yakın olmasına rağmen, onu nadiren görüyorum.
Yetersiz bir sürücü olmasına rağmen sürücü sınavını geçebildi.
Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.
Açlıktan ölse bile yardım istemezdi.
Çocuk olmasına rağmen, onun hikayesini anlayabilir.
İngiltere 'de doğmuş olmasına rağmen, o çok kötü İngilizce konuşuyor.
O kadar çok paran yok ama, seninle birlikte olduğum için mutluyum.
Küçük olsa bile hala harika bir arabadır.
Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.