Examples of using "Regnete" in a sentence and their turkish translations:
Aralıksız yağmur yağdı.
Şiddetli yağmur yağdı.
Yağmur yağıyordu.
Ne yazık ki yağmur yağdı.
Yağmur daha da şiddetli yağdı.
Ne yazık ki dün yağmur yağdı.
Dün akşam yağmur yağdı.
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı.
Boston'da yağmur yağıyor muydu?
Saatlerce yağmur yağdı.
Üstüne üstlük yağmur yağıyordu.
Tom, yağmur yağdığı için evde kaldı.
Tüm gün yağmur yağdı.
İki gün önce yağmur yağdı.
Tom yağmur yağmasına rağmen geldi.
Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.
O gün yağmur yağıyordu.
Abrams yağmur yağdığını biliyordu.
Bütün hafta yağdı.
Üç gün önce yağmur yağdı.
Evde kaldılar, çünkü yağmur yağıyordu.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Peş peşe beş gün yağmur yağdı.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım.
Bütün gün boyunca şiddetli yağmur yağdı.
Bütün öğleden sonra boyunca yağmur yağdı.
Bütün gün çok yağmur yağdı.
- Yağmur üç gün boyunca aralıksız yağdı.
- Üç gün boyunca sürekli yağmur yağdı.
O kış çok yağmur yağdı.
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
Şafakta hâlâ yağmur yağıyordu.
Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.
Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.
Yağmur yağdığı için Catherine içerde kaldı.
Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.
Yağmur yağıyordu fakat o dışarı gitti.
Yağmur yağdığı için çok az sayıda kişi deniz kenarındaydı.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı.
- Dün yağmu yağması talihsizlik oldu.
- Dün yağmur yağması talihsizdi.
Şiddetli yağmur yağmaya başladığı için içeride oynadık.
Yağmur yağdığı için, gitmedim.
Yağmur yağdığı için dışarı çıkamadım.
Otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
- Bir sağanak yağdı.
- Şiddetli bir yağmur yağdı.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Dün yağmur yağdı.
Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.
Dün yağmur yağıyor muydu?
On gün içinde ilk kez yağmur yağdı.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindim.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıkmak zorundaydım.
Tom ve Mary yağmur yağdığı için pikniğe gidemediler.
Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.
O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- Beş gün yağdı.
- Beş gün yağmur yağdı.
Tom ve Mary yağmur yağmasına rağmen yürüyüşe çıktı.
Yağmur beş gün sürdü.
O kadar çok yağmur yağıyordu ki evde kalmaya karar verdik.
- Tüm gün yağmur yağdı.
- Bütün gün yağmur yağdı.
O kadar şiddetli yağmur yağdı ki onu başka bir zaman ziyaret etmeye karar verdik.
O kadar çok yağmur yağıyordu ki onu başka bir gün ziyaret etmeye karar verdik.
Bu sabah kalktığımda, yağmur yağıyordu.
Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.
Üç gün boyunca yağmur yağdı.
Bir aydan uzun süredir Afrika'ya yağmur yağmadı.