Translation of "Männer" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Männer" in a sentence and their turkish translations:

Weinen Männer?

Erkekler ağlar mı?

Sind Männer, die nicht trinken, richtige Männer?

- İçki içmeyen adama adam mı denir?
- İçki içmeyen erkek erkek midir?

- Auch Männer weinen manchmal.
- Sogar Männer weinen manchmal.
- Selbst Männer weinen manchmal.

Erkekler bile bazen ağlar.

- Magst du bärtige Männer?
- Mögt ihr bärtige Männer?
- Mögen Sie bärtige Männer?

Erkeklerde sakalı sever misin?

- Wahre Männer trinken Tee.
- Echte Männer trinken Tee.
- Richtige Männer trinken Tee.

Gerçek erkekler çay içerler.

- Wahre Männer trinken Tee.
- Richtige Männer trinken Tee.

Gerçek erkekler çay içerler.

Männer sollten arbeiten.

Erkekler çalışmalı.

Männer sind Schweine.

Erkekler domuzdur.

Männer weinen nie!

Erkekler asla ağlamaz.

Männer sind schlicht.

Erkekler basittir.

Vier Männer singen.

Dört adam şarkı söylüyor.

Männer sind untreu.

- Erkekler sadakatsizdir.
- Erkekler vefasızdır.

Wir sind Männer.

Biz erkeğiz.

Auch Männer weinen.

Erkekler de ağlar.

Die Männer kommen.

Erkekler geliyor.

- Dort waren drei Männer.
- Es waren drei Männer dort.

Üç adam vardı.

- Frauen gebären, Männer nicht.
- Frauen schenken Leben, Männer nicht.

Kadın doğurur ve erkekler doğurmaz.

- Beide Männer wurden getötet.
- Beide Männer kamen ums Leben.

Her iki adam öldürüldü.

- Beide Männer wurden gerettet.
- Beide Männer sind gerettet worden.

Her iki adam kurtarıldı.

- Erkennen Sie diese Männer wieder?
- Erkennst du diese Männer wieder?
- Erkennt ihr diese Männer wieder?

Bu adamları tanıyor musun?

- Frauen sind schlauer als Männer.
- Frauen sind klüger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha zekidirler.

Die jungen Männer spielen, und die alten Männer sehen zu.

Genç erkekler oynar ve yaşlı erkekler izler.

Wenn Männer unsicher sind,

Tehlike altındayken

Aber Männer missbrauchen nicht

fakat erkek suistimal etmez

Die Männer haben Schnurrbärte.

Erkeklerin bıyıkları vardır.

Was machen die Männer?

Erkekler ne yapıyorlar?

Diese Männer tragen Strumpfhosen.

Bu adamlar tayt giyiyorlar.

Die Männer haben Hunger.

- Erkekler açtırlar.
- Erkekler aç.

Was wollt ihr Männer?

Siz erkekler ne istiyorsunuz?

Drei Männer unterhalten sich.

Üç adam birlikte konuşuyor.

Ich sah 5 Männer.

Beş adam gördüm.

Alle Männer sind so.

Bütün erkekler böyledir.

Deutsche Männer sind sexistisch.

Alman erkekleri cinsiyetçidir.

Alle Männer sind gleich.

- Erkeklerin hepsi aynıdır.
- Erkekler tamamen aynıdır.

Ich liebe bärtige Männer.

Sakallı erkekleri seviyorum.

Diese Männer sind gefährlich.

Bu adamlar tehlikeli.

Auch Männer haben Gefühle.

Çocukların da hisleri var.

Die drei Männer lachten.

Üç adam güldü.

Ich mag zwei Männer.

İki adamdan hoşlanıyorum.

Wer sind diese Männer?

Bu adamlar kimlerdir?

Männer sind so nutzlos!

Erkekler çok işe yaramaz.

Männer trugen damals Hüte.

O zamanlar erkekler şapka takardı.

Manche Männer tragen Schmuck.

Bazı erkekler takı takar.

Sie waren konservative Männer.

Onlar muhafazakâr insanlardı.

- Den Frauen gefallen Männer mit Schnurrbart.
- Frauen mögen Männer mit Schnurrbart.

- Kadınlar bıyıklı erkekleri sever.
- Kadınlar bıyıklı erkeklerden hoşlanır.

- Frauen sind besser darin als Männer.
- Frauen können das besser als Männer.
- Frauen eignen sich dafür besser als Männer.

Kadınlar bunda erkeklerden daha iyidir.

- Männer sind darin besser als Frauen.
- Männer eignen sich besser dafür als Frauen.
- Männer können das besser als Frauen.

Erkekler bu konuda kadınlardan daha iyidirler.

- Im Zimmer waren drei Männer.
- Es waren drei Männer in dem Raum.

Odada üç adam vardı.

- Die Polizei hat vier Männer festgenommen.
- Die Polizei nahm vier Männer fest.

Polis dört adamı tutukladı.

- Er feuerte die meisten seiner Männer.
- Er hat die meisten seiner Männer gefeuert.
- Er hat die meisten seiner Männer rausgeschmissen.

O adamlarının çoğunu kovdu.

Männer und Frauen sind verschieden.

Erkekler ve kadınlar farklı.

Einige Männer hier denken vielleicht:

Bazı erkekler de şöyle düşünüyorlar,

All diese Männer sind fleißig.

Tüm erkekler çalışkandır.

Die Männer essen zu Mittag.

Erkekler öğle yemeği yiyor.

Die beiden Männer waren Geschäftspartner.

İki adam iş ortaklarıydı.

Die Ausschussmitglieder sind allesamt Männer.

Bütün kurul üyeleri erkektir.

Frauen sind klüger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha akıllıdırlar.

Frauen verdienen weniger als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanır.

Die Männer tragen kurzärmelige Hemden.

Adamlar kısa kollu gömlekler giyiyorlar.

Frauen überleben ihre Männer normalerweise.

- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

Frauen sind komplizierter als Männer.

Kadınlar erkeklerden daha karmaşıktırlar.

Ich kenne keinen dieser Männer.

Bu adamlardan hiçbirini tanımıyorum.

Ich liebe Männer mit Bärten.

Sakallı erkekleri seviyorum.

Einer dieser Männer ist Tom.

Şu adamlardan birisi Tom'dur.

Die Männer da sprechen Französisch.

- Şu adamlar Fransızca konuşuyorlar.
- Şu adamlar Fransızca konuşuyor.
- O adamlar Fransızca konuşuyorlar.
- O adamlar Fransızca konuşuyor.

Männer sprechen andauernd über Frauen.

Erkekler her zaman kadınlar hakkında konuşur.

Männer wollen sich wichtig vorkommen.

Erkekler önemli hissetmek istiyor.

Männer sind auch alle gleich!

Erkeklerin hepsi aynı.

Die Polizei verhaftete drei Männer.

Polis üç adamı tutukladı.

Du und ich sind Männer.

Sen ve ben erkeğiz.

Männer wissen nichts über Frauen.

Erkekler, kadınlar hakkında hiçbir şey bilmezler.

Niemand wollte diese Männer beleidigen.

Hiç kimse bu adamlara hakaret etmek istemedi.

Die Männer gehen zur Arbeit.

Erkekler işe giderler.

Warum sind Männer so blöd?

Niçin erkekler bu kadar aptal?

Männer werde ich nie verstehen.

Erkekleri asla anlayamayacağım.

Männer mögen es, männlich auszusehen.

- Erkekler adam gibi görünmekten hoşlanır.
- Erkeksi bir görünüme sahip olmak erkeklerin hoşuna gider.

- Ich liebe die Männer.
- Ich liebe die Menschen.
- Ich liebe Männer.
- Ich liebe Menschen.

Adamları seviyorum.

Männer regieren also buchstäblich die Welt.

Yani gerçek anlamıyla, dünyayı erkekler yönetiyor

Und Frauen verlieben sich in Männer.

kadınlar da erkeklere âşık olur.

Wenn ich über Männer-Kram rede

ve cinsiyet kurallarına uyduğumda

Die Männer haben ihre Jahre gegeben

adamlar yıllarını vermiş

Frauen und Männer fahren gleich schlecht.

Kadınlar ve erkekler aynı derecede kötü araba kullanırlar.

Die Männer suchen nach dem Jungbrunnen.

İnsanlar Gençlik Çeşmesini arıyorlar.

Viele Männer starben auf dem Meer.

Birçok erkek denizde öldü.

Ich kenne keinen der drei Männer.

Üç adamdan hiçbirini tanımıyorum.

Männer wie ihn mag ich nicht.

Onun gibi insanları sevmem.

Die Männer blickten Jessie stumm an.

İnsanlar sessizce Jessie'ye baktı.