Examples of using "Sogar" in a sentence and their turkish translations:
ve hatta Alzheimer riskinizin artması
hatta en büyüğü
Tom bile sırıttı.
Annem bile bilir.
cep telefonuyla bile satın alıyor.
Hatta şunu da söyleyebiliriz,
Faşistler bile topluluk arayışında,
Paris Anlaşması'nın iddialı hedefleri bile
hatta bazen açıkça yapıyorum.
bunu yaparken bile
En küçük hayvanları bile.
Ben pazar günü bile çalışırım.
Ben kendim bile şaşırdım.
Biz gerçekten erken geldik.
O aslında beni fark etti.
Paranoyakların bile düşmanları vardır.
Müzik bile dinlemişler.
Renkli televizyonumuz bile var.
Tom bile Fransızca konuştu.
hatta gerçek vücut çeşitliliğini destekleyen,
Bunlar iyi insanlardı, belki de çok iyi çalışanlardı
hatta en zorlu rakiplerimle bile.
can kaybına sebep olabiliyor.
hala şimdi ki düzende bile
karısı ve kızı bile
hatta en güzeli bu
hayvanların bile sayılıp
Hatta bazen silahlanıyorlar bile.
Balıklar bile şaşkın gibiydi.
O bateri bile çalabilir.
O davul bile çalabilir.
Irkçılık televizyonda bile var.
Bunu yapmak için daha kolay bir yol var.
Tom'un kendisi bile ikna olmamıştı.
Belki Tom bile kabul ederdi.
Aslında, o bile onu seviyordu.
Tom soğuk pizza bile seviyor.
Tom bana şiirler bile yazdı.
ve hatta devin kendisi hakkında bile.
Bu ilişkilendirilmeler hayvanlar için bile geçerli.
ve insanlar tetanos yüzünden uzuvlarını kaybediyorlar.
bir başarı vardır.
Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.
Bazen oldukça yanlış gidiyor.
Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.
Hatta çırağı ustasını geçtiği için
Bu, daha da tehlikeli bir durum.
Daha iyi bile olacaksın.
Sana ikiyüzlü diyecek kadar ileri gitti.
Çocuklar bile bu kitabı okuyabilir.
Bir çocuk bile onu anlayabilir.
Zeki insanlar bile bazen dalgındırlar.
Tom bile gerçeği bilmiyor.
- Bir uzman sürücü bile bir hata yapabilir.
- Uzman bir sürücü bile hata yapabilir.
Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine
Yolda küçük bir atıştırmalık bile yedim.
Uyuyorlar, besleniyorlar hatta doğum yapıyorlar.
Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor,
hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile.
Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.
kimi yarasaların dilleri bile tüylüdür
onları doğal ortamında rahatsız edici davranışlara bile
hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim
kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında
- Yazın bile hava orada soğuktur.
- Orası yazın bile soğuktur.
Tom'u bile güldürmüştüm.
Tom'a bir mektup bile yazdım.
Bir çocuk bile farkı fark ederdi.
Bir çocuk bile böyle bir şeyi yapabilir.
Büyükannem bile bir mesaj gönderebilir.
Biliyorsunuz ki, bireyler arasında değişiklik bile gösterecek.
Dişi tavukları daha da kötüsü bekler.
ve hatta mülteci krizlerine yol açan politik krizleri...
her şey hazırdı bavulunu bile teslim etmişti
O kadar çok büyük bir paraya sahip olan insan bile
gazetecilik konusunda duayen olarak bildiğimiz Uğur Dündar bile
bu iz milyonlarca km uzunluğa bile ulaşabiliyor
bu ses İstanbul'dan bile duyulmuştu
Bizde o dönemde ise tek başına bile gidebiliyordu
Gıpta ile baktığımız Avrupa'nın hatta Amerika'nın
Senin raporun mükemmel değilse de oldukça iyi.
İğne çalmak bile günahtır.
Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır.
Bazı insanlar ay'ı bile ziyaret ettiler.
Bir çocuk bile doğru ile yanlışı ayırt edebilir.
Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.
Zeki bir çocuk bile anlayamaz.
Ay bile onun güzelliğini kıskandı.
Onlardan biri bile bizimle konuşmadı.
O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
İki yaşındaki bir çocuk bile telefon kullanabilir.
Tom bile onu biliyordu.
Gölgenizden bile korkuyorsunuz.
Hatta bu sözler bir gün ortadan kaybolacaktır.
Bu gölet yazın bile kurumaz.