Examples of using "Lebensmittel" in a sentence and their turkish translations:
Yemek bozulmuş.
Köyün besine ihtiyacı vardı.
O yiyecek satın alıyor.
Yemek Almanya'da ucuzdur.
Süt iyi bir besindir.
Sadece organik gıdalar yer.
Her ay gıdaya ne kadar para harcarsın?
Ekmek ve süt iyi yiyeceklerdir.
Yiyecek sıcak havada çabuk bozulur.
Gıda maddelerini buzdolabında saklıyoruz.
Tom'un biraz yiyeceğe ihtiyacı vardı.
Evimde hiç yiyeceğim yok.
Ben yiyecekleri hemen hemen hiç çöpe atmam.
Organik gıda yemek paraya değer mi?
Çadırın içine yiyecek getirmeyin.
Market alışverişine yetecek param anca var.
Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
Yiyeceğin kalanına ne oldu?
Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
Bir karıştırıcıda farklı yiyecekleri karıştırabilirsin.
Sanıyorum Japonya'da gıda pahalıdır.
Bu gıda gluten içermez.
Organik gıda genellikle daha pahalıdır.
Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.
Biz ihtiyacımızdan çok daha fazla yiyeceğe sahibiz.
Amerika Birleşik Devletlerinde yiyeceklerin yüzde kırkı israf edilmektedir.
Kasiyer müşterinin erzaklarını torbaya koydu.
Yemekten kolaylıkla kaçınabileceğiniz yüksek kolesterollü gıdalar nelerdir?
Ne kadar yiyeceğe ihtiyacınız var?
Eşim her gün gıdalar satın almak için köy pazarına gider.
Tom'un birkaç bakkal almak için yeterli parası vardı.
işte o dönem meşhur olan bakkal hileleri anlatıldı bu filmde
Tom Mary'nin yemeğin sonunu yediğini izlerken orada sessizce oturdu.
Ben bu tür yiyecek yiyemem.
Tom o hafta yediği tüm yiyeceklerin bir listesini tuttu.
Parası yoktu bu yüzden hiç yiyecek alamadı.
Tom bazı gıda alerjileri var, bu nedenle o ne yediği konusunda dikkatli olmak zorunda.