Examples of using "Gutes" in a sentence and their turkish translations:
Güzel zamanlama.
Kolay gelsin.
Kolay gelsin!
Sen çok iyi yaptın.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
Herkes iyi bir yıl geçirdi.
Koşmak iyi bir egzersizdir.
O iyi bir oyun mu?
İyi bir restoran biliyor musun?
Tom, iyi bir belleğe sahiptir.
Sen iyi İngilizce konuşursun.
Bu iyi İngilizce mi?
O iyi bir şey mi?
İyi bir şey oldu mu?
O malzeme iyi mi?
Bu iyi eşya.
Bir şeyin yanlış gittiğine dair içimde kötü bir his var.
Bu iyi bir ders kitabı.
Senin hakkında iyi şeyler duydum.
- Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- Çok iyi bir sözlüğüm yok.
Bu gerçekten iyi bir kitap.
Tom'un çok iyi bir hafızası var.
Tom'un iyi bir müzik kulağı var.
Harika bir belleğim var.
Leşler hayatta kalmakta işe yarar.
İyi bir İngilizce sözlüğüm var.
Neredeyse herkes iyi yemeği takdir ediyor.
- Onun nazik bir kalbi var.
- Müşfik bir kalbi var.
İyi bir hafızan yok.
Onun iyi bir kalbi vardır.
O haklı.
O, yüksek bir maaş alır.
İyi bir sözlüğe ihtiyacım var.
Mary iyi bir kızdır.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
İyi bir şey yemek istiyorum.
Bu iyi bir sözlük.
Biz iyi bir sohbet ettik.
Bu iyi bir ev.
O, iyi bir kız.
Bu iyiye işaret değil.
Onun iyi bir hafızası var.
- Bu iyi bir işaret.
- Bu iyiye işaret.
O iyi bir biftekti
Bu iyi bir belirtiydi.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
Bu iyi ders kitabıdır.
Matematik güzel bir konu.
İyi bir sözlük istiyorum.
Gökyüzü güzel hava vadediyor.
Bu iyi Fransızca mıdır?
Bu iyi bir kitaptı.
Biz iyi bir takım kuruyoruz.
Tom'un iyi bir mazereti var.
O iyi bir gelire sahip.
İyi bir sözlüğüm var.
Bu iyi bir kitap.
Bu iyi bir sistem.
Bu iyi malzeme mi?
Biz iyi hava umut ediyoruz.
Bu gerçek bir pazarlık.
- Elim güzeldi.
- Bahtım açıktı.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
İyi bir örnekti.
O iyi bir hafızaya sahiptir.
Süt iyi bir besindir.
Tom güzel bir gelire sahip.
Tom yüksek bir maaş alır.
Onlar iyi bir hokey takımı.
O iyi bir resim.
- Tom iyi Fransızca bilmiyor.
- Tom iyi Fransızca konuşmuyor.
İyi bir bıçak istiyorum
Bu iyi bir araba.
İyi bir hafızan var mı?
Ben iyi bir otel arıyorum.
Julia iyi bir kız.
Bu, çocukların okuması için iyi bir kitaptır.
Bana iyi bir sözlük önerebilir misin?
- O iyi bir aylık kazanıyor.
- Güzel bir maaş alıyor.
Senin hakkında bazı iyi şeyler duydum.
Yalancılar iyi bir hafızaya sahip olmalıdırlar.
Onun da iyi bir hafızası var.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.