Examples of using "Lande" in a sentence and their turkish translations:
Ülkedeki değişimler kaçınılmazdır.
- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.
Ben kırsalda yetiştirildim.
Bu ülkede asla kar yağmaz.
Tom kırsalda yaşamak istiyor.
Ülkemde hiç kimse fakir olmak istemiyor.
Her ülkede aynı şekilde işler.
- Ülkende insanlar çay içer mi?
- Ülkende çay içilir mi?
Bu ülkede hiç homoseksüel yok.
Tom kırsalda biraz daha zaman geçirmek istedi.
İki hafta kırsalda olacağım.
Ölüm cezası bu ülkeye geri getirildi.
Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.
Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
Trafik yasaları bu ülkede sadece bir öneridir.
O, ülkeden tarihi bir çiftlik satın aldı.
Bu, bu ülkede ahlakın azalmasının bir işaretidir.
Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
Kırsal bölge şehirden daha sessizdir.
Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.
Kırsal bölge şehirden daha sessizdir.
Bir zamanlar köyün çıkışında küçük güzel bir ev varmış.
Kırsalda büyüdüm.
Bu ülkede bir sürü çocuk kıt kanaat geçinir.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
Hangi ülkede doğdun?
Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.
Onun adı bu ülke genelinde biliniyor.
Şehirde yaşamak şehir dışında yaşamaktan tamamen farklı bir şeydir.
"Görünüşe bakılırsa kırsal kesimi iyi biliyorsun." Tom gülümseyerek "sanırım öyle" diye cevap verdi.
Eve döneli bir hafta oldu ama hala jet uyumsuzluğu çekiyorum.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- Kırsalda büyüdüm.
- Taşrada büyüdüm.
Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.