Examples of using "Schneit" in a sentence and their turkish translations:
Dışarıda kar yağıyor.
Şimdi kar yağıyor.
Bugün kar yağıyor.
Kar yağıyor.
Bugün kar yağıyor.
Nihayet kar yağıyor!
- Şimdi kar yağıyor.
- Şu anda kar yağıyor.
Kar yağabilir.
Ah, kar!
Hey, kar yağıyor.
Burada kar yağıyor.
Orata kar yağıyor.
Orada kar yağıyor.
Burada kar yağar mı?
Belki yarın kar yağacak.
Aa! Kar yağıyor!
Burada sık sık kar yağar.
Burada asla kar yağmaz.
Hâlâ kar yağıyor.
Kışın kar yağar.
Bu alanda nadiren kar yağar.
Boston'da kar yağıyor.
- Boston'a kar yağar mı?
- Boston'da kar yağar mı?
Yine kar yağıyor.
Rusya'da kar yağar.
Artık kar yağmıyor.
Öğleden sonra kar yağabilir.
İki gün boyunca kar yağdı.
Kar yağdı.
Kışın çok kar yağar mı?
Bu gece kar yağabilir.
Sokaklarda kar yağıyor.
Hokkaido'da çok kar yağar.
Yaşadığın yerde kar yağar mı?
Burada neredeyse hiç kar yağmaz.
Ne kadar süredir kar yağıyor?
Boston'da şimdi kar yağıyor.
Boston'da çok kar yağıyor mu?
Kar yağıyor bizde yine.
Kışın buraya nadiren kar yağar.
Tom kar yağmasından nefret eder.
Hâlâ oldukça yoğun kar yağıyor.
Çöllerde kar çok ama çok nadir yağar.
Kar yağabileceğini duydum.
Kışın burada çok kara yağar mı?
Kışın buraya sık kar yağar mı?
Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
Genellikle burada çok kar yağmaz.
Bu ülkede asla kar yağmaz.
Alplerde her zaman kar yağar.
Bütün gün kar yağıyor.
Kar yağabilir.
Kar yağarsa umursamam.
Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.
Yarın kar yağıyor olacağına inanıyorum.
Ülkenin bu kısmında nadiren kar yağar.
Yarın kar yağarsa bir kardan adam yapacağım.
Avustralya'da, aralık ayında çok nadiren kar yağar.
Üç gündür kar yağıyor.
Bazen buralarda nisan ayında bile kar yağar.
Bizim burada kar yok.
Yılın bu zamanında kar yağması olağandışı.
Ocak ayında karımız var.
Eğer yarın çok kar yağarsa, bir kardan adam yapalım.
Bu akşam kar yağabilir.
Sanırım yarın kar yağacak.
Eğer dağda kar yağarsa, vadide hava soğuktur.
Kar yağıyor. Bu kışın ilk karını sonbaharımızda yaşıyoruz. İşimiz, iş desenize.