Translation of "Kostbar" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Kostbar" in a sentence and their turkish translations:

Fabergé-Eier sind überaus kostbar.

Faberge yumurtaları çok değerlidir.

"Das Leben auf der Erde ist kostbar.

Dünya'daki yaşam kıymetlidir.

Wasser ist so kostbar wie die Luft.

- Su, hava kadar değerlidir.
- Su, hava kadar kıymetlidir.

Nichts ist so kostbar wie die Liebe.

- Hiçbir şey sevgi kadar değerli değildir.
- Hiçbir şey aşk kadar değerli değildir.

Mein Vater pflegte zu sagen, dass Zeit kostbar sei.

Babamın o zaman söylediği kıymetli.

Jeder Moment ist so kostbar, weil er so kurz ist.

Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.

Politik ist wie eine tote Robbe: stinkt erbärmlich, aber das Öl ist kostbar.

Siyaset ölmüş fok gibidir. Çok pis kokar ama yağı kıymetlidir.

Ich weiß, dass deine Zeit kostbar ist, aber dürfte ich dir eine einzige Frage stellen?

Zamanının değerli olduğunu biliyorum ama sadece bir soru sorabilir miyim?