Examples of using "Jene" in a sentence and their turkish translations:
O kişi öldü.
Şu kamera bana ait.
Şu ayakkabıyı istiyorum.
O ayakkabılara ihtiyacım var.
O ördeği hedefliyorum.
Şu iki çocuk kuzendir.
Bütün o mektupları neden yazdım?
O kasaba iki mil uzaklıkta.
O konuşmayı hatırlıyorum.
O günleri nasıl unutabilirim?
Bu duvar o duvardan daha uzundur.
O geceyi asla unutmayacağım.
Onların beni affetmesini istemiyorum.
Şu çocuklar kötü sözler kullanırlar.
O şirket kadınları işe almıyor.
Bu saat onun iki katı kadar pahalıdır.
Bu kravat ve o ceket birlikte iyi gider.
bilirsin işte bu tip insanlar vardı.'' diye cevap veririz.
ve bu benim gibi doktorların konusu hâline geliyor,
O çölü geçmek tehlikelidir.
O jetler yıldırımdan daha hızlıydı.
Bu saat o saatten oldukça daha iyi.
Bu kamera ondan daha az pahalı.
Anneme o günleri hatırlatmak istiyorum.
O köprünün kaç yaşında olduğunu bilmiyorum.
Bunlar benim kitaplarım; şunlar ise onun kitapları.
Bu kutu diğeri kadar iyi değil.
Bu kutu diğerinin üç katı büyüklüğünde.
Bu saat, şuradakinden daha az pahalı.
Bu köprü o köprünün üç katı kadar uzun.
Kanunu uygulayanlar kanuna uymalıdırlar.
O yöntem işe yaramadı.
Tom o yatırımı yapmış olsaydı, bugün bir milyarder olurdu.
Bu ülkeler Fransa'ya aitti.
Gülün sadece ona dokunmak isteyenler için dikenleri vardır.
Bunlar Tom'un, değil mi?
Şu evler 500 yıllıktır.
Bana bu makinenin nasıl kullanılacağını öğreten Bay Smith idi.
Bu kedi şu kedi kadar büyüktür.
Krizden sonra Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi Avrupa ekonomisine göre çok daha hızlı toparlandı.
Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler.
Bu ambalajdaki yumurtalar diğer ambalajdakilerden daha tazedir.
Bazen, Dünya güneşin etrafında dönerken o, güneşle ay arasına gelir. Bu olduğu zaman dünya ay karşısında karanlık bir gölge atar. Bu, bir ay tutulması ya da bir ay tutulması olarak bilinir.